Koruyucu hakemlik!
Trabzonspor ile Başakşehir arasında Pazar günü oynanan ve maçın hakemi Halil Umut Meler’in katlettiği maçın yankıları sürüyor.
Fotomaç Gazetesi yazarı Olcay Çakır, Bordo-mavililerin 4 – 2’lik skorla sahadan ayrıldığı maçın VAR Hakemi Fırat Aydunus’u yazdı.
“Koruyucu hakemlik” başlığı attığı yazısında Çakır, “Fırat Aydınus saha içerisinde oyunculara karşı vücut dili en tehditkar olan hakem... Oyuncular ondan çekiniyor, itirazlar genelde sönük kalıyor ona karşı. Bu durumu "forma rengi ayrımsız" yaptığında övdüğümüz gibi, "forma rengi ayrımlı" yaptığında yerdiğimiz olmuştur. "Dediğim dedik çaldığım düdük" sözü adeta onun için söylenmiş denilebilir. Aynı Fırat Aydınus'un vücut dili acaba VAR'da nasıl? Asabi mi? Rahat mı? Gerçekten merak ediyorum... Pazar gecesi Halil Umut Meler'in vücut dilinden rahatsız olan biri olarak maç yazımda şu ifadeyi kullanmıştım;
"Hakem kararları, hakem vücut dili, VAR'ın hiç müdahil olmadığı birkaç kritik pozisyon geceye ayrıca damga vuran unsurlar oldu." İfadelerini kullandı. Çakır, yazısını şu şekilde devam etti: Şimdi düşünüyorum da... Ekuban'a yapılan omuz darbesi sonrası VAR neden "gel hele bir bak" demedi? Hakem hocalarının neredeyse tamamının "ekrandan izleyip penaltı" dediği bir pozisyondan bahsediyoruz, değil mi? Bakın "ekrandan izleyerek" diyorum. VAR hakemleri de ekrandan izliyorlar çünkü. Yoksa ekran başında hızlı ve doğru kararlar alamıyor mu? Sakin kalamıyor mu? Vücut dili, sahadaki hakeme ne kadar sirayet ediyor? Devam edelim; Abdülkadir'in ayağına basılması ve devamında golün gelmesi peki? VAR buralarda devreye girmeyecekse neden VAR? Bakın VAR'dan çıkacak kararı geçtim Trabzonspor VAR'a götürülmüyor! Kaç oldu? VAR'a da bir VAR lazım artık! ***
Ve son olarak koruyucu hakemlik fiyaskosuna ne demeli? Pereira'ya gelen omuz darbesi sonrası burnunun kanaması... Kan görmesi sonrası isyan eden oyuncuya sarı kart verilmesi. Akabinde başka bir pozisyon sonrası daha şiddetli el-kol hareketi yapan oyuncuya müsamahaya ne diyeceğiz? "Koruyucu" hakemlik mi? Hepsini geçtim. Bu saydığım ekstrem pozisyonları o gün sahada mücadele eden ve kenarda oturan Türk futbolunun "geleceği" gençlere nasıl anlatacağız en önemlisi? Çifte standart desek gücenir misiniz? Yoksa "Trabzon'a yılda en az birkaç kez bu yapılır siz de alışın mı?"