Trabzonspor’un genç teknik direktörü Hüseyin Çimşir, iddialı konuştu ve “Antrenörlük geçmişim var ama birinci adam olarak bakıldığında Trabzonspor ilk. Taraftar olsam, benim de kafamda acabalar olabilirdi, ‘yapabilecek mi?’ diye. Bunlar doğal ama potansiyelimi bilmiyorlar. Kulüp tarihinde hikayesi okunan bir hoca olmak istiyorum. Taraftarlarımız bu camianın etrafında birleşsinler. Seversiniz, sevmeyebilirsiniz. Bu takımın teknik direktörüne ve oyuncusuna koşulsuz destek olmak zorundalar. Kimsenin tarafı olmasın, sadece Trabzonspor’un yanında dursunlar. Yan yana durursak, biz bize yeteriz” ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe galibiyetiyle kalitesini ispatlayan ve camianın tam anlamıyla desteğini arkasına alan Hüseyin Çimşir, Trabzonspor sosyal medya hesapları üzerinden açıklamalarda bulundu.Kendisine sorulan soruları içtenlikle cevaplayan genç hoca, pek konuda önemli mesajlar gönderdi:
‘Özkan Sümer çok değerli’
“Hayatımda futbol olmasaydı, ne olurdu bilmiyorum. Yapı olarak sakin biriyim. Güvenilir bir adamımdır. Çok fazla konuşmam, işime bakarım. Beni hayatımda en çok etkileyen isim Özkan Sümer’dir. Hem eğitim tarafında hem de yarışma tarafında iyi bir öğretici ve eğitmen. Kendisi benim için farklı bir yerde ve farklı bir konumda. Çok değerli”
‘Futbolda hız önemli’
“Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, takımda neyi değiştirirsiniz” sorusuna esprili bir yanıt veren Hüseyin hoca, “Öyle bir imkan olsa, Yusuf Sarı’ya Türkçe öğretirdim! Anlayıp, anlaşılmakta sıkıntı yaşıyoruz. Ona Türkçe’yi öğretmek isterdim” dedi. Devamında oyun felsefesini anlatan Çimşir şöyle devam etti: “Topa sahip olan, topla beraber hem hücumu hem savunmayı yapabilen bir oyun formatı düşünüyorum. Hücum yaparken savunma güvenliğini yapıp, savunma yaparken de topu kazanıp bir an önce hücum yapmak gibi bir oyun felsefem var. Hızlı oyun, fiziksel hız ve düşünsel hız benim için önemli”
‘Babamın hakkını ödeyemem’
“İyi bir teknik direktör olmanın ilk şartı; anlamak ve anlaşılmak. Ben, kulüp tarihinde hikayesi okunan bir hoca olmak istiyorum. Buralara kolay gelmedim. Çok çalışmaya devam edeceğiz. Benim babam balıkçıydı. Geçim şartları kolay değildi. Futbolcu olmam için çok fedakârlık yaptı. Onun hakkını ödeyemem. Trabzonspor Teknik Direktörü olmama ise en çok oğlum sevindi. Herkes sevindi ama oğlumun sevinci daha farklıydı”
‘Mahcup etmemem lazım’
“Benim bir antrenörlük geçmişim var ama birinci adam olarak bakıldığı zaman ilk takım Trabzonspor. Sağ olsunlar o konuda bana güvendiler, inandılar. Onları mahcup etmemek birinci önceliğim. Ben de taraftar olsam kafamda acabalar olabilir. Acaba yapabilecek mi, becerebilecek mi? Bunlar doğal ama ön yargı, yapamaz, edemez demek kötüdür ve doğru bir yol değildir. Antrenörlük potansiyelimi bilmiyorlar. Bilip de bunu ’yapamaz, başaramaz’ demek ön yargıdır. O ön yargıyı da kırmak kolay bir şey değildir. Bunun için özellikle başarılı olmam gerekiyor.”
‘Koşulsuz, kayıtsız, şartsız’
“Trabzonsporlular kimsenin tarafı olmasın, taraf olacakları yer Trabzonspor. Camianın etrafında birleşsinler. Sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama eğer bu kulübün ben teknik direktörüysem, oyuncu da formasını giyiyorsa koşulsuz, kayıtsız, şartsız destek olmak zorundalar. Benim onlardan ricam; bu takımın yanında olsunlar, destek olsunlar. Biz yan yana durursak biz bize yeteriz.”