Hükümet, Sağlık Bakanı, Türkiye Futbol Federasyonu üçgeni, konumuz futbol... Bu Koronavirüs dünyada öyle şeyleri değiştirdi ki insanın özel hayatı, aile hayatı, ekonomik hayatı, spor hayatı, sosyal hayatı, daha çok şey sayabiliriz. Dikkat edin Sağlık Bakanlığı, bu mevzular için çok rahat başlık bulabilir. İyi güzel de bu Koronavirüs'ten sonra futbol ne olacak? Yakın çevrem telefon açıyor, 'Ya Erman hocam bu ne olacak' diye. Bilsem derde derman olacağım…Nihat Özdemir Ankara'ya gitti. Sağlık Bakanı ile görüştü... Sağlık Bakanı, verdiği kısa açıklamayla topu Futbol Federasyonu'nun üstüne attı. Şimdi federasyon, öyle bir yerde ki bir tarafta UEFA var; bir tarafta Türkiye'deki gerçekler var. UEFA da ligleri 31 Ağustos'ta bitirin diyor. Bitiremezseniz sebeplerini bildirin, kararı ben vereceğim diyor. Yani UEFA'ya topu attığınız zaman onun her dediğini yapacaksınız. Dönelim ülkemize:
TRABZONSPOR 53
BAŞAKŞEHİR 53
GALATASARAY 50
SİVASSPOR 49
Puan durumumuz bu. Şimdi burada bu dört takımın yöneticileri resmen bir satranç masasındalar. Oynansın diyenler var, oynanmasın diyenler var. 2-3 maç sonra ne olur onun gardını alanlar var. Herkes hesabını en ince ayrıntısına kadar yapıyor. Şimdi bu durumda işe hükümet de Sağlık Bakanı da girse 1000 tane spekülasyon olacak.
Top, 'artık buna top mu bomba mı dersiniz' federasyon ve Nihat Özdemir'in kucağında pimi çekilmiş durumda. Patlarsa onlar yanacak, patlamazsa kahraman olacaklar. Neden? Maçları başlattınız...
1- Öncelikle ulaşım, uçakların çalışması lazım.
2- En önemli şey, sporcuların sağlığı.
EVDE DE DEPLASMANDA DA KAMP
Nihat Özdemir, "Kesinlikle herkes kendi sahasında oynayacak" dedi. Şimdi burada önümüze şöyle durumlar çıkıyor: Her takım maçtan 48 saat önce test yaptıracak ve maça çıkacak. Bunlara hakemler de dahil. Maç oynandı, bu futbolcular memleketlerine dönecekler. Evlerine dağılıp ve oradan antrenmanalara gidecekler. Buyrun bana cevap verin. Peki, bunun hal çaresi ne? Futbolcular, şehirlerinde belli şartlarda antrenman yapacaklar, yatacaklar, yemek yiyecekler. Yani bir yerde karantina… Aynı futbolcuların, memleketlerine döndüklerinde yine kampa girmeleri lazım. Yani deplasmana gittikleri şartlarla memleketlerine döndükleri şartlar aynı olmalı.
Bazı yöneticiler, 'kardeşim ben 1.5 ay oyuncuları kampta tutamam, psikolojik baskı olur' diyebilir. Eve gönderirsen ne olacak? Zaten 1.5 ay kampta tutuyorsun ama seyahat edecekler, çok farklı otellere gidecekler. Sürekli hareket edecek, psikolojik olarak o kadar etkilenmeyecekler. Eğer bunlara uymayan takım ve futbolcular olmazsa ve test pozitif çıkarsa ne olacak? O futbolcu pistten dışarı çıkacak, diğerlerinden devam edeceksiniz. Yani, genelde baktığınızda bu testler yapılır, kurallara uyulursa sorun çıkmaz. Uyulmazsa da yangın çıkar. Zaten, bu 4 takımın yöneticileri şu an aportta bekliyor. Yarın maçların neticelerine göre birisi 1. olsun lig o noktada bitsin isterler. Şimdi gelelim sadede:
SONU MUTLU BİTMEZSE FİLM MUNDAR OLUR
Şunu çok net söylüyorum: Federasyonun, bu kadar geniş kapsamda test yapabilecek ve takip edebilecek ekipleri var mı? Bence zor. Peki burada devreye kim girecek? Çok net Sağlık Bakanlığı.
Eğer Sağlık Bakanlığı, Türkiye genelindeki ekiplerle futbol takımlarını devamlı testlere tabi tutarsa yani, federasyona tam teşekküllü destek verirse ligler oynanır. Yoksa büyük sorunlar çıkar. Şu aşamada Sağlık Bakanlığı, 'Bu işin kararını federasyon verir, ben de kenardan bakarım' derse bu iş yürümez. Zaten, Sağlık Bakanlığı bu işe yüzde yüz değer verirse söylediğim şekilde lig maçları oynanır. Ama ben karışmıyorum deyip topu Nihat Özdemir ve ekibine atarlarsa ve o ekip de bu işe girerse; bizim futbol tabiriyle dizlerinden darbe yer sakatlanırlar. Sağlık Bakanlığı da bu işten kendini kurtaramaz. Madem, bu işi şu ana kadar mümkün olduğu kadar iyi götürdük finali güzel yapalım. Sonunu mutlu bitirmezsek bütün filmi mundar ederiz. Kimse de kendini kurtaramaz.
NOT:
Statlarda görev alacak emniyet güçleri, federasyon görevlileri, maçlara gelecek yöneticiler, maçlara alınacak basın mensuplarının sayıları, naklen yayın yapacak ekipler, bunların hepsinin teker teker 48 saat önce testten geçirilerek stada alınması lazım. Geçemeyenlerin, sinek olsa dahi statlara yaklaştırılmaması lazım. Allah muhafaza, 'Denizi geçerseniz, derede boğulursunuz' en kötü iş de budur.
Erman Toroğlu'ndan olay sözler...
08 Mayıs 2020 Cuma 13:38