Trabzon'un mimar, mühendis ve şehir plancıları basınla buluştu. Buluşmada meslek odası başkanları Trabzon'un mevcut sorunları, çözüm önerileri hakkında görüşlerini belirterek daha yaşanabilir Trabzon için yol haritası belirlenmesi noktasında fikirlerini beyan etti.
Ziraat Mühendisler Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, konuşmasında Trabzon’da ekili alan sayısının giderek azaldığına dikkat çekerek dünya nüfusunun 2050 yılında açlıkla karşı karşıya kalacağını kaydetti. Pehlevan, “Dünyanın yüzde 29.2’si kara parçası. Dağ, tepe, çöl hepsi içerisinde. 2050 yılında dünya nüfusunun 11 milyar olacağı konusunda öngörüler var. Dünya nüfusu yüzde 29.2 kara parçası ama bu kara parçası nüfusu nasıl besleyecek ? Peki sonrası ne olacak? Binaları yıkıp tekrardan tarım sahası mı yapacağız. Artık tarım alanları açmak için belki de geri dönüşüm yapmamız gerekecek. Gıda olmazsa yaşayamayacağız. Protein kaynağımız olan denizlerimizi köreltiyoruz. Trabzon’da 114 kilometrelik sahilimizi 88 kilometrelik bölümünü doldurduk. Bunların üzerinde durmamız gerekiyor. En kolayı herhalde deniz dolgusu” dedi.
"İmar Barışı yaparken devlet vatandaşı ile kavgalı hale geldi"
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Adem Abdioğlu ise Türkiye’de kadastro çalışmalarının henüz tam olarak yapılamadığını belirterek bunun da başlıca nedeninin yaşanan terör olayları olduğunu söyledi. Abdioğlu, “Trabzon ilinde de ne yazık ki 26 tane mahallemizde hale tapulama ve kadastro çalışmalarını bitiremedik. Yani devletin güvencesi altına alamadığımız hala mahallelerimiz var. Türkiye geneline baktığımız zaman yüzde 98 oranda terör sıkıntılarımız var. Güneydoğuda terörden dolayı çalışma yapamadığımız ve tapulandırma yapamadığımız yerlerimiz var. Bizim bölgemizde genelde orman ve mera sıkıntıları var. İnsanlar kısır bir döngü içerisinde mülkiyet mücadelesi veriyorlar. İmar Barışı Yasası çıktı. Ne yazık ki devlet vatandaşıyla barışayım derken vatandaşıyla kavgalı hale gelmeye başladı. Devlet adımlarını sağlam atmayınca vatandaşla barışmaya çalışınca komşu komşuyla husumetli hale geliyor. Bu nedenle sağlık kentler için sağlıklı mülkiyet yapısını oluşması gerekiyor” diye konuştu.
"Trabzon deprem açısından geri planda düşünüyoruz ama heyelan açısından çok riskli"
Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Hakan Karslı da Trabzon’un heyelan riskinin yüksek olduğuna dikkat çekerek ”Trabzon deprem açısından geri planda düşünüyoruz ama heyelan açısından yaklaşık 500’ün üzerinde can kaybına neden olduğu 5 binin üzerinde konutun hasar gördüğü bir sürü insanın yerini değiştirdiği halen izlenmekte olan heyelan sorunu da vardır. Biz bütün binalarımızı yapılarımızı yamaçlar üzerine kurduk. Bunu planlı bir şekilde yapmadık. Yer seçimi yapılmadı, imara açıldı. Hepsi sonradan geldi. Trabzon’un mikro bölgeleme haritası yoktur. Nedir mikro bölge haritası; sizin tüm unsurlarınızı tarım dahil olmak üzere mimari, alt yapı hepsinin planlandığı ve yer tehlikelerinin de ön görülerek uygun alanlar, uygun olmayan alanlar, uygun alana dönüştürülebilecek alanlar gibi sınıflamaları yapılarak planlanan haritalardır. 1999 depremleri bize bunları hatırlattı. Bizi uyuyan uykumuzdan uyandırdı. Deprem Türkiye’nin milli sorunu olmak zorundadır. Türkiye’nin yüzde 90 toprakları arazisi, yaşantısı, sanayisi bundan etkilenme içerisindedir. 25 milyar dolara mal olmuştu sadece 1999 depreminden sonraki mali yüktür bu. Türkiye’nin bugün gayri safi milli hasılasının yüzde 3’ü ile 7 arasına tekabül eden doğal kaynaklı olaylardan dolayı ekonomik kayıplarımız var. Bunu sadece sel olarak düşünmeyin kaya düşmeleri, yangınlar ve benzeri deprem dahil olmak üzere bunun önemli bölümünü deprem konusu taşımaktadır. Bu konuda Trabzon’un daha dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz” şeklinde konuştu.
“Kentin hedeflerini belirlemede sıkıntılar yaşıyoruz”
Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Gürol Ustaömeroğlu ise Akyazı dolgu alanını eleştirerek kentin hedeflerinin belirlenmesinde sıkıntılar yaşandığını ifade ederek “Bu şehri son 30 yılda yönetenler bu kente hangi hedefleri koydular. Turizm kenti diyoruz Uzungölü perişan ediyoruz. Turizm kenti diyoruz bir tane deniz kıyımız yok. Akyazı’yı dolduruyoruz. Kentin hedeflerini belirlemede sıkıntılar yaşıyoruz. Bir kent planı bu kadar karıştırılır mı? Bir kent planına bu kadar müdahale edilebilir mi? Hedefler değişebilir mi? Kent hafızası bitiyor bitti zaten. Bu döneme ait eleştiri kesinlikle değildir. 80-90 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Biz mimarlar işin başında olmak üzere her gelen katkı verdi. Mimarlar bir kent planına proje yapıyor. İmar planı hazırlanırken bu şehrin suyunu içmiş mi? Havasını teneffüs etmiş mi? Buradaki yaşanmışlıkları, hatıraları dinlemiş mi insanlardan. Bize yol öneriyorlar o viyadüğü çizen arkadaş o tüneli yapan arkadaş acaba bunun nereden geçtiğini bakmış mı ? Akçaabat Orta Mahalle'yi gidip görmüş mü? Akçaabat Orta Mahalle'de bir tane tescilli eve hadi bir çivi çakın bakayım. Devlet Akçaabat Orta Mahalle'nin göbeğinden bulvar geçirdi. Karayolu geçirdi. Yıktı geçirdi. Bunu Safranbolu’da yapın bakalım. Ankara Beypazarı'nda yapın bakalım. Sonra turizm kenti öyle mi? Hangi turizm. Akçaabat’da dev istinat duvarlarının arkasında eski eser binalar kaldı. Bir planlama olgusu yok” ifadelerini kullandı. Uzungöl’deki imar barışını eleştiren Ustaömeroğlu, “Uzungöl’ün kıyı kenarındaki bütün yapılar duruyor ama göle bir kilometre mesafedeki yapılara yıkım kararı çıkıyor. Bana gelen rapor bu. Gözümle gidip görmedim. Uzungölü, Uzungöl olmasını engelleyen yapılar duruyor ormanın içinde orada burada 100-200 metre ileride otele hepsine yıkım kararı çıktı. İnsanlar şaşkın. Yani neyi hedef koyuyoruz, neyi planlıyoruz, neyi gerçekleştirebiliyoruz. Çok sıkıntı var” dedi.
"Raylı sistem konusunda netiz"
Trabzon’a raylı sistemin getirilmesine olumlu baktıklarını ancak bunun için deniz dolgusuna karşı çıktıklarını kaydeden Ustaömeroğlu, ”Raylı sistemin bu kentte gerekliliğine inanıyoruz. Bu kente gereklidir diyoruz. Raylı sistemin ilk etabı Akyazı ile havalimanı arası, güzel. Bununla ilgili basında okuduğum haber şu. Raylı sistemin ilk etabı için düşünülen kısım Akçaabat ve Bölge Trafik arası. Bakınız tam tersi. 180 derece ters. Neden biliyor musunuz? O Söğütlü kıyısında düşünülen dolgu yol ve raylı sistem buna gerekçe gösterilecek. Kamuoyu ayağa kalktı, dolguya karşı çıktı bizde karşı çıktık. Açık söyleyeyim Büyükşehir Belediye Başkanımız da dolguya karşı. Bu proje rivayetlerle dedikodularla devam ediyor” ifadelerini kullandı.