Trabzon Barosu Başkanı Suiçmez’den Diyanet Sen’e cevap gecikmedi

Müftülere nikah yetkisi verilmesiyle ilgili açıklamaları üzerine Diyanet Sen Trabzon Şube Başkanı Metin Aydın tarafından istifaya davet edilen Trabzon Barosu Başkanı Av. Sibel Suiçmez’den yeni açıklama geldi.

Suiçmez, “Elbette ki, nefret söylemi içeren, iftira ve hedef göstermeye yönelik, tehdit içeren bu açıklamaya ilişkin gereği hukuken tarafımdan yapılacaktır.” dedi.

Baro Başkanı Suiçmez, yaptığı yazılı açıklamada Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulması nedeniyle; söz konusu değişikliğin yaratacağı anayasal, hukuksal ve sosyolojik sakıncaları dile getirerek, yasa tasarısının geri çekilmesi için hükümete ve tüm siyasi partilere çağrıda bulunan basın açıklaması yaptıklarını hatırlatarak, “Hukuk ve anayasamızın dayanak alındığı bu metinde; yasanın geri çekilmesi talebimizin muhatabı hükümet ve siyasi partilerdir. Açıklamamızda diyanet işleri başkanlığı, müftülükler veya diyanet işleri görevlileri hakkında bir beyanımız yoktur. Hukuksal sakıncaları dile getirdiğimiz bu açıklamamıza, Diyanet-Sen Trabzon Şubesi tarafından,  "durumdan vazife çıkartılmak" suretiyle son derece seviye ve üslup yoksunu bir şekilde cevap verilmesi, Trabzon'da ve Türkiye'de büyük bir tepkiye yol açmıştır. Açıklamadaki seviye ve üslup; barışın, kardeşliğin, birleştiriciliğin esas alındığı İslam dinine ve İslam kültürüne de aykırıdır. Açıklama bu yönüyle; hizmet ettiklerini düşündükleri İslam dinine verdikleri zarar nedeniyle  ayrıca üzücüdür. Hukuk ve adalet kurumu olan baromuzun ve şahsımın muhatabı asla seviye ve üslup zaafı içindeki bu açıklamaya imza atanlar olamaz. Hukuk birliğini, evrensel hak ve özgürlükleri, laikliği onlarla tartışacak değiliz. Ayrıca üslup yoksunu açıklamalarına kendi dilleriyle cevap vermek için ne kadar irtifa kaybetmeye çalışırsak çalışalım, o seviyeye inmemiz mümkün olamayacaktır” diye konuştu.

Suiçmez, Diyanet Sen’in açıklamasıyla ilgili hukuken hakkını arayacağını da kaydederek, “Ancak hukukçuluğumuzu, adalet, din ve özgürlük anlayışımızı tartışmalarının; tarafımıza kadın hakları öğrenme çağrısı yapmalarının ve din düşmanı ilan ederek şahsımı hedef göstermelerinin, tehdit etmelerinin hadleri olmadığını belirtmek isterim. Kimin din düşmanı ya da dostu olduğunu sadece ve sadece Yüce Allah takdir eder. Bazılarının kendilerini onun yerine koyar bir görüntü içinde olması, hele bu kişilerin din adamı sıfatı taşıması, hepimizin üzerinde düşünmesi gereken çok üzücü bir yaramızdır. Elbette ki, nefret söylemi içeren, iftira ve hedef göstermeye yönelik, tehdit içeren bu açıklamaya ilişkin gereği hukuken tarafımdan yapılacaktır. Çağrımız Müftülüğe, Valiliğimize ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nadır. İlgili makamları eleştiri ve karşılık açıklama yapmayı hedeflemeyip; barışın, kardeşliğin, birleştiriciliğin esas alındığı İslam dinine aykırı bir şekilde; halkı kin ve düşmanlığa sevk eden,  şiddete davet eden, şahsımı Allah'a şirk koşarak din düşmanı ilan eden, hedef gösteren, iftira atan, seviye ve üslup yoksunu bu açıklama nedeniyle, ilgili din görevlileri hakkında gerekli işlemleri yapmaya davet ediyorum. Yıldırmaya, korkutmaya ve sindirmeye yönelik; seviye-üslup yoksunu, hedef gösterici ve iftira dolu yaklaşımlar; şahsımı, hukukçularımızı ve Baromuzu hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini, insan hak ve özgürlüklerini, Anayasamızda yer alan Türkiye Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerini savunmaktan asla alıkoymayacaktır.” dedi.