Yolum Sürmene'ye düştü. Adliye binasının yanında ilçe stadyumundan sesler gelince, önce kulak kabarttım sonra sesin geldiği yerin yolunu tuttum. Araklıspor ile 1461 Soğuksuspor'un maçı olduğunu gördüm. Tribünde oturdum maçı izlemeye başladım. Sakatlıklar çok olunca sağlık görevlisi hanımefendinin yorulduğunu sakatlıklara yetişmekte zorluk çektiği fark ettim.
Sonrasında gördüklerim beni utandırmadı desem, yalan olur. Golü ilk devrede bulan 1461 Soğuksuspor ilk yarının bitimine az bir süre kala sahada 10 kişi bırakıldı. Bırakıldı diyorum, ikinci kart doğru ilk kart tribünden gelen gazla verilince, 1461 Soğuksuspor haliyle eksik kalmış oldu. Hal böyle olunca ikinci yarı Araklıspor baskıyı iyice arttırdı. Kontraatakla gol arayan 1461 Soğuksuspor pozisyonları buldu fakat değerlendiremedi. Araklıspor ise golü bulamayınca, tribünde tansiyon arttı. Koca koca adamlar misafir takımın oyuncularına laf atmaya, hakeme hakaret etmeye başladı.
Sataşmanın olduğu müsabakanın uzatmalarında ise kıyamet koptu. Sakatlanan iki futbolcu için dışarı atılan topu rakibe vermek yerine oynamayı tecih eden Araklıspor golü buldu. Bu golle Araklıspor bir puanı almıştır fakat Trabzon'da futbola gölge düşmüştür. Her yönüyle örnek Trabzon şehrinde fair play öldürülmüştür. Nerede kaldı bizim Fenerbahçe'ye karşı verdiğimiz adamlık dersleri. Hele hele golden sonra koca koca adamların protokol tribünde yaptığı hareketleri görünce yerin dibine girdim. Babasını örnek alan çocuğu fark edince, bu davranışta suçun kimde olduğunu sorguladım.
Ağız kavgasının ardından tribün önünde Araklıspor hocasının söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildi.Sanki oradakiler futbol cahili, kendi bilgiç hoca. Saha kenarında sessiz kalarak futbolcusunu uyarmayan topun rakibe verilmesine karşı dik duran ve o topla golü bulan Araklıspor teknik direktörü, maç sonu sizinde kaleceniz çok yattı diyerek kendini koruma altına aldı. Ama hakemin müsabakayı 8 dakika uzattığını söylemedi. Sonrasında öğrendim ki, golü atan futbolcu daha önce 1461 Soğuksuspor'da top koşturmuş. Sen nelere kadirsin VEFA. Sen bir puan değil, üç puan alsan neye yarar. Ya olduğun gibi görüneceksin ya da göründüğün gibi olacaksın, sayın hocam.
Şimdi Fenerbahçe'yi niye hatırladım;
Yıllardır bu şehir dik durma adına İstanbul takımlarına özelllike Fenerbahçe'ye karşı verdiği mücadeleden az buçuk haberdarım. Sen kendi şehrinde kendi komşuna bunları yapmayacaksın. Ya da çıkıp Fenerbahçe'nin 3 puan için yaptıklarına kızmayacaksın. Ne farkın kaldı senin küçük bir taşla kurşun yemişe dönen Otto Bariç'ten. Hakemlere değinmek bile istemiyorum. Çünkü onların bir suçu yok, bunlara o rozeti takanlarda suç.