Sağlıkçılar S.O.S veriyor

Trabzon’da Koronavirüs kaynaklı ölümler her geçen gün artarken, Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkanı İdris Aydın pandeminin başından beri kentte 300 civarında sağlık çalışanın Koronavirüs’e yakalandığını ve 1 can kaybı yaşandıklarını açıkladı. Sağlık çalışanlarının cansiperane bir şekilde halk sağlığı için mücadele ettiklerini kaydeden Aydın, Sağlık Bakanlığının sınıfta kaldığını savundu. Trabzon’da Hayratlı Enver Yılmaz da Koronavirüs yüzünden hayatını kaybederken, her geçen gün daha fazla sağlık çalışanının Koronavirüs’e yakalandığı ortaya çıktı. Trabzon Sağlık-Sen Başkanı İdris Aydın, 300 civarında sağlık çalışanının Koronavirüs’e yakalandığını açıkladı ve Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Teknik Personeli Faik Çelebi’nin de hayatını kaybettiğini hatırlattı. Sağlık çalışanlarının cansiperane bir mücadele verdiğine dikkati çeken Başkan Aydın, “Sağlık çalışanları şüphesiz ki bu sürecin ön safında yer almaktadır. Her sağlık çalışanı mesleğine ihtiyaç olduğunda ve vakti geldiğinde böyle bir mücadelede var olmaktan tereddüt etmeyeceği bilinci ile başlar. Bunu yaparken de emeğinin karşılığı olan ekmeğinden başka hiçbir şey talep etmemiştir. Sağlık çalışanlarının istediği tek şey adalettir. Maalesef ki bu süreçte tesis edilemeyen en önemli şey adalet olmuştur. Ücrette adalet sağlanamamıştır. İş yükünde adalet sağlanamamıştır. Unvanlar arasında adalet sağlanamamıştır. Görevlendirmelerde adalet sağlanamamıştır. Adaletin olmadığı bir yerde de her şey eksik kalmış demektir. Dolayısı ile sağlık çalışanları nezdinde Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere sağlık yönetimi sınıfta kalmıştır.” ifadelerini kullandı.

ŞİDDETE KARŞI TALEPLER

Sağlıkçılar için taleplerini de dile getiren Aydın, “Sağlık çalışanlarının sınırsız istek ve talepleri yoktur.  Uzun yıllardır çözüm bekleyen en temel birkaç sorunu mevcuttur ve bu sorunlar her geçen gün çalışma barışını bozmakta çalışanların moral ve motivasyonunu düşürmektedir. Sağlıkta onlarca istihdam modeli mevcuttur. 4-A, 4-B, 45-A, vekil, kamu dışı, sürekli işçi vb. Bu uygulamadan acilen vazgeçilip tek tip istihdam modeline geçilmelidir. Adaletsiz ve hakkaniyetten uzak döner sermaye sisteminden vazgeçip sağlık çalışanlarını birbirinden ayırmayan, çalıştığı kuruma göre farklılık göstermeyen, ne kadar fatura üretirsen o kadar ücret alırsın gibi ticari işletme mantığından uzak yeni bir ek ödeme modeli veya sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı olan sabit bir ödeme modeli oluşturulmalıdır. Sağlıkta şiddeti gündemimizden kaldıracak daha etkili ve caydırıcı önlemler hayata geçirilmelidir. Adli cezalara ek olarak şiddet uygulayan bir süre sosyal güvencesinden mahrum bırakılabilir, şiddet uyguladığı yerde bir süre hizmet etmesi sağlanabilir, sağlık tesisine başvurduğunda daha önce şiddet uyguladığı ile ilgili uyarıcı bir sistem geliştirilebilir ve sağlık çalışanların veya hastane yönetimin daha tedbirli davranması sağlanabilir. Sn. Cumhurbaşkanımızın söz vermiş olduğu ve sahanın beklentisi olan 3600 ek gösterge hayata geçirilmelidir.” taleplerinde bulundu.

İYİLEŞTİRMELERDE AYRIM YAPILMAMALI

Pandemi sürecinin baskı aracı olarak kullandığını da kaydeden Aydın, şunları kaydetti: “Bizler sağlık çalışanları olarak insan hayatında en önemli varlığı olan sağlık işi ile uğraşıyoruz. İnsanların sağlık İhtiyacını karşılayan sağlık çalışanlarının da bir insan olduğunu ve onların da belki herkesten çok sağlığa ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü etkili ve verimli bir sağlık hizmeti için çalışanın sağlığı tam bir iyilik hali içerisinde olması gerekir. Aksi durumda verimli bir sağlık hizmeti beklenemez.  Bunun için de sağlık çalışanlarının en çok ihtiyacı olan şey mesleki ve insani saygınlıktır.  Bu saygınlığı da öncelikli olarak sağlık yöneticilerinden ve sağlık yetkililerinden beklemektedirler. Bu saygınlığı kendi içerimizde sağlayamaz isek başkalarından beklemek beyhudedir.  Alkış, teşekkür sağlık çalışanları için elbette önemlidir ancak yeterli değildir. Sağlık çalışanları artık söylemden ziyade eyleme dönüşecek uygulamalar ve icraatlar beklemektedir.  Geçirmiş olduğumuz pandemi sürecinde bile maalesef sağlık çalışanını yok sayan, görmezden gelen hatta süreci bir baskı aracı olarak kullanan uygulamalara şahit oluyoruz.  Bazı konularda uygulamada birliğin sağlanamadığı, dolayısı ile her kurumun kendince bir yöntem geliştirdiğini ve bunun sonucunda da çalışanların sağlık sistemine olan inancını yitirdiğini üzülerek takip ediyoruz.  Bu süreçteki en önemli ve en hassas konulardan biri ise sağlık sistemine hizmet edenleri “Sağlık Personeli” değil “Sağlık Çalışanı” olarak tanımlamamız gerektiğidir. Çünkü doktorundan hemşiresine, sağlık memurundan sekreterine, güvenlikçisinden temizlik personeline kadar sistemin içerisinde olan herkes aynı amaçla hizmet etmekte ve aynı riski taşımaktadır. Dolayısı ile yapılan her türlü iyileştirme ayırım yapılmaksızın bütün sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde hayata geçirilmelidir.”

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.