MİLLİ VE YERLİ SAVUNMA İLE ORDUMUZ DESTAN YAZIYOR

YEDİ DÜVELE KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ
Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Genç, Nuri Demirağ’ın mücadelesinin ve bu mücadeleyi engelleme girişimlerinin günümüze de ışık tuttuğunu belirterek, “Ülkemizin Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından milli savunma sanayiinde adımlar atan bir şahsiyet ve onun mücadelesiyle ilgili çok kıymetli bir sunumların dinlerken esasında sadece bir tarihi şahsiyeti anmış olmayacağımız aşikârdır. Nuri Demirağ’ın mücadelesini, azmini dinlerken esasında günümüzü de anlayacağız ve daha bir ufkumuz açılacak diye düşünüyorum. Bundan yüzyıl önce ülkemizi işgal ederek bağımsızlığımızı almaya çalışan güçlerin planları bugün de devam etmektedir. Şu anda o zaman 7 düvel diye tabir edilen güçlere karşı şimdi o mücadelenin biraz değişik formatını yaşıyoruz. O zamanın itilaf devletleri diye tabir edilen güçler bugün birçok konuda ittifak etmişler, anlaşıyorlar ve bu topraklarda medeniyetimizin ve inancımızın bize yüklediği sorumluluğu yerine getirmemizi engellemeye çalışıyorlar.” diye konuştu. 
İSRAİL’İN HERONLARINA MAHKÜM OLMADIK
Savunma sanayiinde sağlanan gelişmelerle son 15 yılda yerlilik oranının yüzde 20-25’lerden yüzde 70’lere çıktığını belirten Başkan Genç, “Bu topraklar değerli topraklar ve topraklar üzerindeki millet öyle alelade bir millet değil, asaletli bir millet… Bugün dedelerimizin bize bıraktığı mirasa sahip çıkarken güçlü olmamız lazım, milli olmamız lazım… Millet olarak üzerimizdeki ataleti atarak bu sorumluluğa sahip çıkmalıyız. İşin özü budur. Bizi şimdi de içimize tefrika sokarak bölmeye çalışıyorlar, güçsüzleştirmek istiyorlar. İnancımızla, etnik kökenimizle bölmeye çalışıyorlar. Ama öyle bir sağlam yapımız var ki, bunu başaramıyorlar. 15-20 yıl önce savunma sanayimizin millilik oranı yüzde 20-25 iken bugün yüzde 70’lere çıktık. Bu şu demek, 15 yıl önce terörle mücadele için İsrail’den rica minnet Heron talep ederken, vereceği istihbaratı tartışmalı olan bu Heron’ların paraları peşin ödenmesine rağmen bin bir nedenle bunu engellemeye çalıştılar. İHA ve SİHA’yı şimdi ürettik. Deniz altında düşman gemilerini gören SİDA diye bir sistem daha ürettik. Bizim milletimiz kendi iradesiyle birlikte hareket ettiği zaman büyük işler başarmaya muktedirdir. Bu topraklar merhamet topraklarıdır. Şu anda inancımızın ve medeniyetimizin gereği olarak 3,5 milyon Suriyeli ile 500 bin Afgan’ı misafir ediyoruz. İşte böyle bir medeniyetin sahibiyiz. Bu medeniyeti daha güçlü tutmak, bütün dünyaya yaymak için her zamankinden daha fazla güçlü olmalıyız ve hatta güçlü kalmalıyız. Birazcık zaafiyette yanı başımızdalar. Bu vesilelerle tekrar programımıza teşrif eden dernek temsilcilerimize, sendikalarımıza, siyasi partilerimizin temsilcilerine ve bütün misafirlerimize çok teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.” sözlerine yer verdi. 
HAVACILIK TEKNOLOJİSİNİN GELİŞİMİNİ ANLATTI
Programa konuşmacı olarak katılan Araştırma ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Edip Sevinç, Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar uçak ve havacılık teknolojisini anlattı. Türkiye’nin ilk özel uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ’ın 1250 km uzunluğunda demiryolu hattını yerli ve milli imkânlarla döşediğini belirten Sevinç, “Nuri Demirağ, gözüpek, müteşebbis bir şahsiyettir. Yaptıklarına bakacak olursak onun bu girişimci cesur kişiliğini rahatlıkla görebilirsiniz. Devrin en zengin iş adamı olan Demirağ, 1936 yılında uçak fabrikası kurma girişimine başladı. Şu anda Beşiktaş’ta bulunan ve Deniz müzesi olarak kullanılan binada ilk uçak üretimini yaptı. Bu uçakları kullanması için pilotlar yetiştirmek amacıyla 1943 yılında Divriği ve Yeşilköy’de Gök Okulu açtı. 1936 yılında ilk tek motorlu uçak üretildi ve Nu.D-36 adı verildi. 1938’de ise Nu.D-38 adlı çift motorlu altı kişilik yolcu uçağı yapıldı. Bu uçak dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. İlk uçak siparişini 1938 yılında Türk Hava Kurumu verdi. Nuri Demirağ, havacılık alanında çalışmalarına 1939’da Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirerek devam etti. 1941’de tamamen Türk yapımı ilk uçak İstanbul’dan Divriği’ye uçtu. Nuri Demirağ’ın oğlu ve Gök Okulu’nun ilk mezunlarından olan Galip Demirağ, bu uçuşta pilot idi. THK tarafından sipariş edilen 65 planör kısa sürede teslim edildikten sonra, NuD-36 adlı eğitim uçağı tamamlanmış ve deneme uçuşları yapılmıştı.” dedi.  
UÇAK FABRİKASININ KAPANMASI 
Demirağ’ın uçak fabrikasının kapanma sürecini anlatan Sevinç, THK’nın bir kazayı bahane ederek uçak siparişlerini haksız bir şekilde iptal etmesinin fabrikanın kapanma sürecini hazırladığını belirterek, “THK’nın siparişi olan ve son olarak İstanbul’dan Eskişehir’e uçan uçakların teslimi için Eskişehir’de bir kez daha test uçuşu yapılması talep edilmiştir. Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D-36 uçağıyla iniş yaparken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye pistte açılan hendeği görmez ve hendeğe düşer. Reşit Alan bu kazada vefat eder. Bu kazadan sonra THK siparişi iptal etti. Nuri Demirağ, THK’yı mahkemeye verdi. Mahkeme bilirkişilerin kazanın kırım olmadığı raporuna rağmen THK lehine karar verdi. Ayrıca uçakların yurtdışına satılmaması için bir de kanun çıkartılır. Bu yüzden sipariş alamayan fabrika 1950’li yılında kapanır. Beşiktaş’ta üretilen uçakların uçuş deneme testleri ve gök okulu için yapılan pistler, hangarlar o yıllarda dünyanın en büyük havalimanı Amsterdam Havalimanı büyüklüğündeki bütün kurulu tesisler istimlak edildi. İspanya, İran ve Irak’tan alınan siparişler engellendi; elde kalan uçaklar hurdacıya satıldı. Nuri Demirağ davayı kaybettikten sonra hükümet üyeleri, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye mektuplar yazarak yanlışlığın düzeltilmesi için yaptığı girişimler başarısız oldu; fabrika tekrar açılmadı.” ifadelerine yer verdi. 
ÖZ KAYNAKLARIMIZLA İHA VE SİHA YAPIYORUZ
Günümüzde Türkiye’nin insansız hava aracı İHA ve Silahlı İnsansız Hava Aracı SİHA’yı kendi öz kaynaklarıyla yapabilecek duruma geldiğini belirten Sevinç, “TUSAŞ tarafından üretilen yerli ve milli motorun deneme testleri başarıyla tamamlandı. Bu sayede İHA ve SİHA’larda yerli ve milli motor kullanımıyla birlikte Türkiye bu araçların tamamını kendi öz kaynaklarıyla yapabilecek duruma gelecek. Hürkuş eğitim uçağı da başarılı bir şekilde pilot yetiştirme çalışmalarında kullanılıyor. Hürkuş’a silah sistemleri de takarak operasyonel faaliyetlerde kullanımının önünü açtılar. Savunma Sanayiinde yapılan çalışmalarla yerlilik oranı yüzde 70’e çıktı. Bu çok büyük başarıdır. Bu işlerde bir kaza oldu diye pes etmemek lazım, bütün uçak şirketlerinde bu tür kazalar oluyor. Hiçbiri bu kazalar yüzünden üretimi durdurup fabrikasını 
kapatmıyor. Önemli olan bıkmadan, yılmadan hep daha iyisini yapabilmek için çaba göstermek. Bugün Türkiye bunu yapıyor.” diye konuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.