Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan her bölgesinde farklı ürünlerin yetiştiği Türkiye coğrafyasında fındığın yeri ve öneminin çok büyük olduğuna vurgu yaparak, Cumhuriyetin ilk yıllarında sadece Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde yetiştirilen fındığın bugün artık Artvin’den İstanbul’a kadar olan kesimde irili ufaklı bahçelerin teşkil ettirildiği noktaya geldiğine dikkat çekti.
Başkan Ergan Trabzon Ticaret Borsası’nın (TTB) resmi internet sayfasında yaptığı açıklamada, gelinen nokta itibariyle Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin, dünya fındık üretim ve ticaretinde bir numara olduğunu ve fındığın tarımda en fazla döviz kazandığımız ürün haline geldiğinin altını çizerek şu görüşlere yer verdi:
-Üretim 50 bin hektar alandan 750 bin hektar alana yaklaştı…
“Cumhuriyetimizin 101’inci kuruluş yıldönümünü ulusça birlik ve beraberlik içinde kutlarken, hep birlikte “1001 kere maşallah” diyerek gelecektekilerin de kutlayacağına inanıyoruz.
İnanıyoruz, çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını teşkil eden topraklarda yapılacak tarımsal ve hayvansal üretimler geleceğimizin de teminatıdır.
Çünkü milletler için, devletler için en büyük teminat, sahip oldukları topraklar üzerinde yapılan çalışmalar ve kurulan medeniyetlerdir.
Bulunduğu konum ve sahip olduğu topraklarla, Asya-Avrupa arasında köprü niteliğinde de olan Türkiye Cumhuriyeti, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milli Ekonomin temeli tarımdır” diyerek, “Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz” sözleri ile gösterdiği yolda yürümeye devam edecektir.
Her bölgesinde farklı ürünlerin yetiştiği Türkiye coğrafyasında hiç şüphesiz fındığın yeri ve önemi de çok büyüktür.
Cumhuriyetin ilk yıllarında sadece Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde yetiştirilen fındık, bugün Artvin’den İstanbul’a kadar olan kesimde irili ufaklı bahçelerin teşkil ettirildiği noktaya gelmiştir.
Öyle ki bundan 101 yıl önce yaklaşık 50 bin hektarlık bir alanda yapılan üretim, bugün 750 bin hektara yaklaşmıştır.”
-8 bin ton kabuklu fındıktan 600 bin ton kabukluya yükseldi…
1300’lü yıllarda başlayan ihracatın bir asır önce 15 bin ton iç, 8 bin ton kabuklu fındık iken, bugün 300 bin ton iç, yani 600 bin ton kabukluya kadar yükseldiğine ve yılda 2, 2,5 milyar dolar döviz sağlanır hale geldiğine dikkat çeken başkan Ergan, Atatürk’ün; “Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu çok önemli işi isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir tarım rejimi kurmak lazımdır” sözleri ile yön gösterdiği tarımdaki gelişmelere dayalı olarak, önce Fiskobirlik kurulmuştur. Bundan önce de 1931’de Fındık İhracatı Nizamnamesi yayınlanmış, 1935’de Birinci Ulusal Fındık Kongresi toplanmıştır. Bunu İhracatçı Birlikleri ile Fındık Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşu takip etmiştir.” Dedi.
-Cumhuriyet döneminde Türkiye, fındık üretimi ve ticaretinde bir numara olmuştur…
Başkan Ergan açıklamasının son bölümünde gelinen nokta itibariyle Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin dünya fındık üretim ve ticaretinde bir numara olduğunu, fındığın tarımda en fazla döviz kazanılan ürün haline geldiğini ifade etti. Ergan açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Gelinen nokta yeterli midir? Hayır. Çünkü sahip olduğumuz 750 bin hektarlık bahçelerde son yılların ortalaması ile 700 bin ton değil, bundan çok daha fazlası, 1 milyon 500 bin ton fındık üretebilmemiz mümkündür.
Fındığın ihracatında da yılda 2-2,5 milyar dolar değil, 4-5 milyar dolar döviz kazanabilecek durumdayız. Bunun için de borsa olarak; “Çok çalışıp, çok üretip, çok satıp, çok kazanmalıyız” diyoruz.
Cumhuriyet ile birlikte elde ettiğimiz kazanımlara, daha fazlasını eklememiz gerektiğine inanıyoruz. Bunu sağlamak için fındıkta verim ve kaliteyi arttırmak için çeyrek asır önce başlattığımız çalışmaları sürdürüyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, atalarımızın bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ne fındık ile hizmet etmenin yol ve yordamının bu olduğunu da çok iyi biliyoruz.”