Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devlet ricalinin her bir ferdi yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı büyük bir mücadele yürütürken, yerel yönetimlerde birtakım sorunlar olduğu dikkatlerden kaçmıyordu. Özellikle CHP elindeki İstanbul ve Ankara'da toplu ulaşım sefer sayılarının düşürülmesi, virüse karşı elzem olan sosyal mesafe kuralının hiçe sayılmasına ve bu kriz günlerinde vatandaşların burun buruna yolculuk etmesine neden oluyordu.
Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur bugün dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Uğur, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in, “Sözünüzün geçtiği tüm belediyelerde hizmeti aksatın. Erdoğan’ın gitmesi Türkiye’de koronavirüsün yayılmasına bağlı.” talimatı verdiğini aktardı. Fuat
Uğur'un 7 Nisan tarihli yazısı şu şekilde:
Şuracıktan söyleyeyim, “Merkezî hükûmet” engellemese “Yerel hükûmet başkanı” işi bitirmişti.
Aslında toptan işimiz bitikti.
Gerçi hâlâ çabalıyor, elinden geleni ardına koymuyor.
Halka maske dağıtmaya karar verdi malum. Kucaklamayı sevdiği için otobüslere ve metrolara binen vatandaşlara doğrudan yüz yüze temasla verecek. Ancak yüz binlerce kişiye dağıtmak zor iş. En iyisi vatandaşların hep bir arada olmasını sağlamak için otobüs sayılarını ve seferlerini azaltıp, metrolardaki 8 vagonu dörde indirmek lazım...
Dağıttığına dair bir fotoğraf filan göremedik ama yalan söyleyecek değil ya. Sevmez yalanı hiç.
Baktım geçen gün koli kesiyor.
Paket büyük mü olsun küçük mü?
Mal eksik çıktı ama boş ver. Zaten prototipti. Yeni model, uzay teknolojisinden mülhem.
Malı tamamlayalım o zaman. Arka tarafına 'tanı kiti' mi koysak?
Yok, o pahalı olur.
O hâlde bir çay paketi, bir de kâğıt mendil ekle.
Neyse ki güzel haber geldi. “Merkezî hükûmet” belediyelerden yaptığı kesintiyi kaldırmış. Yaşasın, 500 milyon “Yerel hükûmet”in kasasına kalıyor. Bu parayla beş ihalenin dibi bulunur artık.
Ve ikinci güzel haber.
“Merkezî hükûmet" maskeleri de vatandaşa adrese teslim bedava dağıtmaya başlamış.
“Hemen ilan ver çömez, bunu duyuralım, maske parası bize girmesin boşuna...”
Sonunda merkezî hükûmet yerel hükûmete bir girecek ama ne zaman Allah bilir.
FETULLAH’IN YAYINLADIĞI SON TALİMAT
Biz “yerel hükûmet”in başkanına “Otobüs sefer sayılarını azaltma, iptal ettiğin otobüs hatlarıyla ilgili kararını kaldır, metrolardaki vagon sayılarını azaltıp vatandaşı balık istifi seyahat ettirerek salgına davetiye çıkarma” diyerek dilimizde tüy çıkarttırıyoruz ama adam bildiğini okuyor.
En sonunda bana “Virüsten ölen ve ölecek olan her İstanbullunun sorumlusu sensin” dedirtti.
Durmuyor. Toplu cinayetin faili olmaya yemin etmiş sanki!..
Tam bunları konuşurken FETÖ elebaşı olan alçağın talimatından haberdar olduk.
“Sözünüzün geçtiği tüm belediyelerde hizmeti aksatın. Erdoğan’ın gitmesi Türkiye’de koronavirüsün yayılmasına bağlı.”
Fetullah bizi şaşırtmıyor çünkü onun cibilliyeti küçüklüğünden bozukmuş zaten.
Size geçmişteki birkaç olayını aktarayım hak vereceksiniz. Bana da Ümit Akdemir gönderdi.
İBLİS, 12 YAŞINDA DA AYNIYMIŞ!
Fetullah Gülen’in babası Ramiz Gülen, Erzurum Pasinler’e bağlı Alvar köyünde imamlık yapmaya gider. Fetullah o sırada 12 yaşlarındadır.
Köylerde bir alışkanlık vardır. Gelen her imama “bela” olan biri çıkar. İmamın vaazlarında söylediklerine itiraz eder ya da “Şunu eksik söyledin, bunu atladın” tarzı eleştirilerde bulunur. İmamların bu yüzden olgun ve anlayışlı olması beklenir.
Fetullah’ın babasının da Salih adlı bir belalısı vardır... Gel zaman git zaman babasıyla Salih’in araları iyice açılır. Fakat 12 yaşındaki Fetullah babasından daha çok kinlenmiştir Salih’e. Bir cuma günü cemaat camiye toplanmış imamı beklerken Fetullah aniden kürsüye çıkar. Cami cemaatinden birkaç kişi “Ne yapıyor bu veled” diye homurdanır ama çoğu da merakla bekler.
Fetullah birden “vaaz” vermeye başlar ve sahabeler döneminden bir hikâye anlatır. O dönemde bir “Münafık Salih” olduğundan söz eder.
Tabii camide kavga patlak verir. O sırada camide bulunan Salih 12 yaşındaki Fetullah’ı dövmeye kalkışır, cemaat araya girer.
O zamandan bu küçük iblisin ne mal olduğu bellidir. Bir de utanmadan bunu “Küçük Dünyam” adını verdiği kitabında anlatmış, “Ben bu hikâyeyi anlattığımda köydeki Salih efendi üzerine alındı” diye yalan söylemiştir.
16 YAŞINDA ARAPÇA ÖĞRETEN HOCASINI KISKANIP “ATATÜRK’E HAKARET ETTİ” DİYE İHBAR ETTİ
Fetullah Gülen 16 yaşlarında Erzurum’da medresede talebeyken Alvarlı Efe hazretlerinin de torunu olan Sadi Mazlumoğlu’ndan Arapça dersi almaya başlar. Esasında Sadi Mazlumoğlu ile yaşları birbirine yakındır. Ama bu kadar genç yaşta Sadi’nin Erzurum’da sevilmesini hasetle izler ve bir gün gizlice jandarmaya giderek Sadi Mazlumoğlu'na “Atatürk’e sürekli hakaret ediyor” diye iftira atar. Jandarma Mazlumoğlu'nu tutuklar ve bunu duyan Erzurum halkı toplanır Sadi Mazlumoğlu’nu jandarmanın elinden alır...
Bu iblisin numarası çok, sayfalara sığmaz. 7’sinde neyse 70’inde de öyle.
Bu yüzden “Koronavirüs yayılsın ki Erdoğan başarısız olup gitsin” diyecek kadar şerefsizliği ancak ondan bekleyebilirsiniz.
Şimdi gel de şüphelenme.
Yani, biz neden bu talimatın İstanbul’da yerine getirildiği hissini yaşıyoruz?