Koray Aydın iktidarı topa tuttu

 İşte soygun, işte talan; garantiniz bile yalan

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşan Koray Aydın, iktidara sert eleştiriler yönelterek, iktidarı adeta topa tuttu. Hazineden para çıkmaması için Osmangazi Köprüsü’nden günlük 40 bin değil, tam 233 bin otomobil eşdeğeri aracın geçmesi gerektiğini belirten Aydın, “Bu iktidarın garantisi bile yalandır demek. İktidarın gözünün içine baka baka buradan milletin kürsüsünden haykırıyoruz; işte soygun, işte talan; sizin garantiniz bile yalan” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşan Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, iktidara sert eleştiriler yönelterek, iktidarı adeta topa tuttu. Koray Aydın, hazineden para çıkmaması için Osmangazi Köprüsü'nden günlük 40 bin değil, tam 233 bin otomobil eşdeğeri aracın geçmesi gerektiğini belirterek; “Bu ne demek? 40 bin araç geçiş garantisinin yüzde 584 fazlası gerekiyor demek. Değerli arkadaşlar, bu ne demek? Bu iktidarın garantisi bile yalandır demek. İktidarın gözünün içine baka baka buradan milletin kürsüsünden haykırıyoruz; işte soygun, işte talan; sizin garantiniz bile yalan” dedi.

Koray Aydın sözlerine şöyle devam etti: “Evet, yanlış duymadınız devletin zarar etmemesi için, hazineden para çıkmaması için 40 bin araç garantisinin yaklaşık altı katını tutturmak gerekiyor. Bu ne demek değerli arkadaşlar? Devletin açık ve net bir şekilde soyulması demek. Hazinenin yandaşlara peşkeş çekilmesi demek. Tüyü bitmemiş yetim hakkının yağmalanması demek.

Konuşmasında Osmangazi köprüsü örneğinde garanti ödemelerine ilişkin ayrıntılı bilgilere yere veren İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, araç geçiş garantisi tutturulsa bile, geçişlere uygulanacak ücretin dolar üzerinden garanti edildiğini belirterek şunları söyledi:

Artan araç geçişi ile birlikte Osmangazi Köprüsü için araç geçiş garantisi ödemesi yapılmayacağı algısı yapılıyor ama gerçek hiç de öyle değil. Araç garantisinin tutturulması hazineden işletici firmaya ödeme yapılmayacağı anlamına gelmiyor.

Çünkü, köprülerden geçişle ilgili kamuya maliyet, sadece araç garantisi kaynaklı ödemeyi değil, köprü geçiş ücreti için uygulanan sübvansiyonu da içeriyor. Yani sadece geçmeyen araçların değil, geçen araçlara ait ücret farkı da kamusal yükümlülük olarak iktidar tarafından kabul edilmiş ve garanti edilmiş durumdadır. Yani aradaki farkı da devlet ödüyor.”

İktidarın müşteri garantili projeleri için 2 yıl önce yaptığı Deli Dumrul Düzeni benzetmesini de hatırlatan İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın şöyle devam etti: “İşte iktidarın müşteri garantili yatırım düzeninin adı, aslında tam bir “Deli Dumrul Düzeni”dir.

Değerli Arkadaşlar bu benzetmeyi ve tespiti tam 2 yıl önceki bütçe konuşmamda yapmıştım. Bugün açıkladığım rakamlar göstermiştir ki, iktidar Deli Dumrul'a bile rahmet okutmuştur. Deli Dumrul köprüden geçenden 30 akçe, geçmeyenden 40 akçe alıyordu. İktidar ise, köprüden geçenden 185 akçe geçmeyenden tam 964 akçe alıyor. Evet yanlış duymadınız.

İktidar, köprüden geçenden 185 lira alırken, garanti şartları gereğince şirkete tek bir araç için günlük dolar kuru üzerinden yaklaşık 964 lira ödüyor.

Yani iktidarın, otomobil için uygulaması gereken tarife aslında 964 liradır. Bu paraya köprüden kim geçer arkadaşlar? Bu parayla köprüden vatandaşlar değil, ancak zengin yandaşlar geçer.Bütün bu rakamlar, iktidarın bayramlarda olan geçiş sayıları üzerinden oluşturduğu algı ile milleti ve kamuoyunu aldattığını açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor.Bütün bu rakamlar, iktidarda insaf ve vicdanın kırıntısının bile kalmadığını açık ve net bir şekilde gösteriyor.İşiniz, gücünüz milleti kandırmak.” 

TBMM Genel Kurulu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2023 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşan Koray Aydın, konuşmasına 6 Aralık 2022 tarihli oturumda Bursa Milletvekili Zafer Işık tarafından İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’e yönelik yumruklu saldırısını kınayarak başladı.

Aydın; “Milletvekilimize yönelik şiddet eylemi, demokrasimize, Yüce Meclisimizin mehabetine yakışmayan bir olay olarak Parlamento tarihine geçmiştir. Bu elim olayı şiddetle kınıyoruz. Hiçbir ahlaksız yumruk, bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayıramayacaktır” dedi.

Garantiler tutturulduğu zaman haklı olarak milletçe sevindiklerini ifade eden Koray Aydın, “meğer boşuna seviniyormuşuz” dedi. 

Aydın şöyle devam etti: “İktidar sözcüleri, Yap-İşlet-Devret projeleriyle ilgili garantiler tutturulduğu zaman hemen bu rakamları gururla paylaşıyorlar, seviniyorlar. Millet olarak “hele şükür hiç olmazsa birkaç ay garantiler tutturulmuş, hazineden para çıkmayacak” diye biz de seviniyoruz. Meğerse boşuna seviniyormuşuz. Garanti dedikleri, meğer koca bir yalanmış.”

Konuşmasında parti olarak projeye değil ranta karşı olduklarını belirten İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, iktidarın 21b maddesiyle yaptığı ihaleleri mercek altına alacaklarını ve hesabını soracaklarını ifade etti.

Aydın, iktidarın son döneminin zam ve zulüm dönemi oluğunu belirterek, “ne kadar kaçarsanız kaçın o sandık er veya geç bu milletin önüne gelecek. Milletimiz bu zam ve zulüm dönemine son verecek” dedi. 

İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın’ın konuşmasının tamamı şöyle: Sayın Başkan, Değerli milletvekilleri; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2023 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum. 

HİÇBİR AHLAKSIZ YUMRUK BİZİ YOLUMUZDAN AYIRAMAZ

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 6 Aralık 2022 tarihli Oturumunda AK PARTİ Bursa Milletvekili Zafer Işık tarafında milletvekilimize yönelik gerçekleştirilen şiddet eylemi demokrasimize, yüce Meclisimizin mehabetine yakışmayan bir olay olarak Parlamento tarihine geçmiştir. Bu elim olayı şiddeti kınıyoruz. Hiçbir ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayıramayacaktır.

Değerli arkadaşlar, birazdan örnek bir proje üzerinden deşifre edeceğim iktidarın garantili oyununa, garanti soygununa ve nihayet garanti fiyaskosuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. İktidar tarafından yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan müşteri garantili projelerin ülkemizin ve milletimizin geleceğini nasıl ipotek altına aldığını, bu vurgun ve soygun düzeninde hazinenin nasıl hortumlandığını, milletin kaynaklarının yandaşlarca nasıl yağmalandığını bu kürsülerden, ekranlardan ve meydanlardan örnekleriyle anlattık, biz anlattık, muhalefet sözcüleri anlattı, alanın uzmanları anlattı, bilim insanları anlattı ama iktidar tarafı oralı bile olmadı. İktidar sözcüleri, yılda birkaç kez tutturulan garanti rakamlarını paylaşıp algı oyunları peşinde koştular, hazinenin gerçek sahibi olan millete doğru bilgi vermediler, halkı ve kamuoyunu yanılttılar, birkaç rakam verip "Cambaza bak." taktiğiyle dikkatleri bu soygun düzeninden uzaklaştırıp başka yönlere çektiler.

Değerli milletvekilleri, yap-işlet-devret modelinin yapısı ve işleyişi âdeta bir sır gibi, zaten "ticari sır" deyip projelerle ilgili önemli bilgiler verilmiyor, soru önergelerimize de dalga geçer gibi cevaplar veriyorlar. Hesaplamalar derseniz tabiri caizse arapsaçı gibi birbirine karışmış durumda. Şimdi, bu vurgun ve soygun düzenini tam deşifre etme zamanıdır. 

ARAÇ GARANTİLERİ TUTUNCA BOŞUNA SEVİNİYORUZ

Değerli milletvekilleri, aziz Türk milleti; iktidar sözcüleri, yap-işlet-devret projeleriyle ilgili garantiler tutturulduğu zaman hemen bu rakamları gururla paylaşıyorlar üstelik bir de seviniyorlar. Millet olarak "Hele şükür, hiç olmazsa birkaç ay garantiler tutturulmuş, hazineden para çıkmayacak." diye bizler de seviniyoruz, meğerse boşuna seviniyormuşuz, "garanti" dedikleri meğerse kocaman bir yalanmış hem de kuyruklu yalan. Nasıl mı? Tarih 18 Temmuz 2022, Sayın Cumhurbaşkanımız, 5 Temmuz-16 Temmuz arasında ortalama günlük 54 bin aracın köprüyü kullandığıyla ilgili bir tablo paylaşıyor ve şöyle de bir "tweet" atıyor, "tweet" aynen şöyle: "Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolu'nun garanti karşılama oranları 2016 yılından bugüne yüzde 36'dan yüzde 116'ya çıkmıştır. Bu durum, devlet kasasından tek kuruş harcanmadan inşa edilen projenin, devlete üste kazanç da sağlamaya başladığını gösteriyor." diyor. Kim söylüyor bunu? Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor.

Ulaştırma Bakanlığımızın da açıklamalarına bir göz atalım. Yine, tarihi 18 Temmuz 2022, Sayın Ulaştırma Bakanımız da 4 Temmuz-17 Temmuz tarihleri arasındaki günlük araç geçiş rakamlarını gösteren bir tablo paylaşıyor ve şöyle bir "tweet" atıyor: "Osmangazi Köprüsü'nden iki haftada tam 757 bin araç geçti." diyor.

Bunu on dört gün üzerinden hesap edersek günlük yaklaşık 54 bin araç ediyor. Rakamlarını verdikleri dönem yaklaşık iki haftalık, 2022 yılı Kurban Bayramı dönemidir.

Osmangazi Köprüsü Projesi örneğinde devletin zarar etmemesi için günlük 40 bin değil, tam 233 bin araç geçmesi gerekiyor yani devletin kasasında para çıkmaması için garanti verilen 40 bin rakamının yüzde 584 fazlası gerekiyor.

Evet, yanlış duymadınız, devletin zarar etmemesi için, hazineden para çıkmaması için 40 bin araç garantisinin yaklaşık 6 katını tutturmak gerekiyor. Bu ne demek değerli arkadaşlar? Devletin açık ve net bir şekilde soyulması demek, hazinenin yandaşlara peşkeş çekilmesi demek, tüyü bitmemiş yetim hakkının da yağmalanması demek.

Peki, bu vurgun ve soygun düzeni nasıl işliyor? Artan araç geçişiyle birlikte Osmangazi Köprüsü için araç geçiş garantisinin ödemesi yapılmayacağı algısı yapılıyor ama gerçek hiç de öyle değil. Araç garantisinin tutturulması, hazineden işletici firmaya ödeme yapılmayacağı anlamına gelmiyor çünkü köprülerden geçişte, ilgili kamuya maliyet sadece araç garantisi kaynaklı ödemeyi değil, köprü geçiş ücreti için uygulanan sübvansiyonu da içeriyor. Sadece geçmeyen araçların değil, geçen araçlara ait ücret farkı da kamusal yükümlülük olarak iktidar tarafından kabul edilmiş ve garanti edilmiş durumdadır; aradaki farkı devlet ödüyor yani biz ödüyoruz. 

İŞTE SOYGUN, İŞTE TALAN, GARANTİNİZ BİLE YALAN

Değerli milletvekilleri, konunun dört başı mamur bir şekilde anlaşılabilmesi için Osmangazi Köprüsü örneği üzerinden bu işi çözmeye devam edelim. Osmangazi Köprüsü için verilen günlük otomobil eş değer araç geçiş garantisi, hepiniz biliyorsunuz, 40 bindir. Yürürlükteki tarifeye göre, otomobil için köprü geçiş ücreti ise 184 liradır fakat garanti ödemeleri sanıldığı gibi bu rakamlar üzerinden yapılmamaktadır. İşte, işin püf noktası da asıl burasıdır, buradan olaya bakmamız gerekiyor.

Garanti ödemeleri hâlen 35 dolar artı yüzde 8 KDV güncellemesi üzerinden yapılmaktadır. Sözleşme gereği ABD dolar enflasyonuna göre şu an için bu rakam 48 dolar artı yüzde 8 KDV civarındadır. Bu durumda, köprüden 2022 yılı ikinci dönem, yıllık ortalama, günlük 45 bin otomobil geçtiğini düşünelim, öyle varsayalım. Otomobil geçiş ücreti 184 lira olduğuna göre toplanan günlük gelir 8 milyon 302 bin lira olmaktadır.Oysaki devletin yaptığı sözleşmeye göre ödenmesi gereken garanti tutarı 48 dolar geçiş ücreti artı yüzde 8 KDV üzerinden yapılan hesaplamaya göre toplam 43 milyon liradır. Yani toplanan gelir, garantinin yaklaşık yüzde 20'sini karşılamaktadır.

Garanti edilen 43 milyon lira ile toplanan 8 milyon lira arasındaki 34 milyon liralık fark hazineden ödenmektedir. Bu ne demek? Hazineden para çıkmaması için köprünün günlük 40 bin değil, tam 233 bin otomobil eş değeri aracın geçmesi gerekir demek. Bu ne demek? 40 bin araç geçiş garantisinin yüzde 584 fazlası gerekiyor demek. Değerli arkadaşlar, bu ne demek? Bu iktidarın garantisi bile yalandır demek. İktidarın gözünün içine baka baka, buradan, bu milletin kürsüsünden haykırıyoruz: İşte soygun, işte talan, sizin garantiniz bile yalan.

Değerli milletvekilleri, her önüne gelene aldanan bu iktidar, milleti açıkça aldatmakta, garanti oyunuyla hazineyi yağmalatmaktadır. Araştırdıkça bu katmerli vurgunun başka detayları da ortaya çıkıyor. İlk başta bu garanti ödemeleri yılda 1 kez yapılıyordu ancak daha sonra garanti ödemeleri altı ayda 1 ve nihayet üç ayda 1 yapılacak şekilde sözleşme değişikliğine gidildi yani her yıl 1 defa yapılan garanti ödemeleri önce yılda 2'ye sonra da 4'e çıkarılmıştır.

Bu gidişle aman yandaş şirketler daha çok kazansın diye garanti ödemeleri aylık olarak yapılırsa da şaşmamak lazım. Ey iktidar sahipleri, bu paralar devletin değil de sizin olsa bu ödemeleri bu şekilde yapar mısınız? Bu aceleniz nedir? Garanti ödemelerini zaten döviz üzerinden yapıyorsunuz, yılda 1 kez yapsanız ne olur? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Bu firmalarla, Allah aşkına, ne tür ilişkileriniz var? Normalde bu tür bir anlaşmayı değiştirmeyi hiç kimse göze alıp yapamaz bile. 

MÜŞTERİ GARANTİLİ PROJELER DELİ DUMRUL DÜZENİ’DİR

Değerli arkadaşlar, "müşteri garantili yatırım" adı altında sırf yandaşlara para kazandırmak için bu millete dayatılan bu düzenin adı "Deli Dumrul" düzenidir. Tarihte Dede Korkut Hikâyeleri'nde adı geçen Deli Dumrul, kuru derenin üzerine köprü kurmuş, geçenden 30 akçe geçmeyenden 40 akçe alıyordu. İşte, iktidarın "müşteri garantili yatırım" düzeninin adı aslında tam bir "Deli Dumrul" düzenidir.

Değerli arkadaşlar, bu benzetmeyi iki sene önce buradaki konuşmamda da yapmıştım. Bugün açıkladığım rakamlar göstermiştir ki iktidar Deli Dumrul'a bile rahmet okumuştur. Deli Dumrul, köprüden geçenden 30 akçe geçmeyenden 40 akçe alıyordu, iktidar ise köprüden geçenden 185 akçe geçmeyenden de tam 964 akçe alıyor.

Evet, yanlış duymadınız, iktidar köprüden geçenden 185 lira alırken, garanti şartları gereğince şirkete tek bir araç için günlük dolar kuru üzerinden yaklaşık 964 lira ödüyor yani iktidarın otomobil için uygulaması gereken tarife aslında 964 liradır. Bu paraya köprüden kim geçer, arkadaşlar, hakikaten yani bu paraya köprüden kim geçer? Bu parayla köprüden vatandaşlar değil ancak zengin yandaşlar geçer çünkü bu imkân, bu para ancak onlarda var şu anda. Bütün bu rakamlar, iktidarın, bayramlarda olan geçiş sayıları üzerinden oluşturduğu algıyla milleti ve kamuoyunu aldattığını açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor; bütün bu rakamlar, iktidarda insaf ve vicdan kırıntısının bile kalmadığını açık ve net bir şekilde gösteriyor. 

PROJEYE DEĞİL, RANTA KARŞIYIZ

Değerli arkadaşlar, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener ve parti sözcülerimiz her fırsatta söylüyor "Biz projeye değil, ranta karşıyız; biz projeye değil, soyguna karşıyız; biz projeye değil, vurguna karşıyız."

Osmangazi Köprüsü'nün yapım maliyeti 1 milyar 480 milyon dolardır yani 1,5 milyar dolardır, o civardadır. Kasım 2035 tarihinde bitecek olan işletme süresi sonunda firmaya ödenecek garanti tutarı ise yaklaşık 13 milyar liradır.

Bu rakam maliyetin yaklaşık olarak tam 9 katı, tek bir köprüden yandaşın elde ettiği kazanç yüzde 900 demektir, arkadaşlar, tam 9 kat. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir işlemi rahatça yapabilir, rahatça hayata sokabilirsiniz? Devletin imkânları, vatandaşın cebindeki paraları böyle âdeta harmana saçar gibi saçıp, bu imkânı vatandaşın elinden alıp başkalarının cebine sokma anlayışının bu millete, bu ülkeye kazandıracağı ne var Allah aşkına!

 Garantileri tutturulamayan havalimanlarını, -aklımıza getirelim- köprüleri, otoyolları, şehir hastanelerini bir düşünün, yap-işlet-devret modeliyle devletin nasıl yağmalandığını varın siz hesaplayın. Hani, bu projeler için devletin kasasından tek bir kuruş çıkmayacaktı, böyle açıklamadı mı bizi yönetenler?

Değerli arkadaşlar, garantiler tutunca Hazine'nin para ödemeyeceği vaatler arasındaydı. Bütün bunlar, bu milletimize yapılan en büyük kötülüktür. Sözlerin, vaatlerin birbiriyle tutmadığı, devletin elindeki imkânla, varıp bunu az bir parayla yapmak yerine 9 kat bir parayla yapabilmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür değerli arkadaşlarım.

 Aziz Türk milleti, devletin kasası iktidar sahipleri tarafından hortumla yandaşa bağlanmış, beytülmal da yağmalanmıştır. İktidarın öve öve bitiremediği yap-işlet-devret projeleri sürekli kasanın kazandığı bir kumarhane düzenine dönüşmüştür. Bu düzende kazanan devletin kasası değil, yandaşın kasasıdır. Bu yağmanın, bu talanın, bu vurgunun ve bu soygunun hesabı bir gün gelecek elbet sorulacaktır.

Çünkü bu kadar büyük, kat kat paraları âdeta saçarcasına yandaşın önüne serip onların önüne bir imkân olarak sunanların bu dünyada değil, öbür dünyada da mutlaka verilecek hesapları olacak, bunları da yaşayarak hep birlikte göreceğiz. 

21B İHALELERİ MERCEK ALTINA ALINACAK, HESABI SORULACAKTIR

Değerli arkadaşlar, bir başka vurgun ve soygun düzeni de kamu ihalelerinde yaşanmaktadır. Bu iktidar döneminde Kamu İhale Kanunu delik deşik edilmiş, değişiklik sayısı 190'ı aşmış, 200'e yaklaşmıştır. Kamu İhale Kanunu'nda yapılan her değişiklikle kanunun amacı yerle bir edilmiş, kurallar istisna, istisnalar ise kural hâline getirilmiştir. İktidar neredeyse tüm ihaleleri Kamu İhale Kanunu'nun istisna maddesi olan 21/b maddesine göre yapmaktadır. Kamu İhale Kurumu Kamu Alımları İzleme Raporu'na göre 2021 yılında pazarlık usulüyle yapılan yaklaşık 69 milyar liralık alımın yaklaşık 62 milyar liralık bölümü 21/b'ye göre yapılmıştır. Bu ne demek? 2021 yılında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin toplam tutarının yaklaşık yüzde 90'ı 21/b'ye göre yapılmıştır demek.

Aynı rapora göre 2022 yılı altı aylık dönemdeki 21/b oranı da yüzde 92 civarındadır. Bu ne demek? İhalelerin giderek daha fazla bir oranda yandaşlara peşkeş çekilmesi demek. Bu ne demek? Hazinenin giderayak talan edilmesi, yağmalanması demek. Oysaki 21/b maddesi doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen, idare tarafından önceden öngörülemeyen konutların yapılmasının zorunlu olması gereken durumlar için kullanılan bir maddedir. İktidarın yaptığı bu ihaleler kanunun rekabet ve eşit muamele ilkelerine aykırıdır.

Dolayısıyla bu yapılanların hepsi suçtur. Evet, bu yapılanların hepsi suçtur. Mecburi hâllere bağlı olan uygulamanın keyfî hâle getirilmesine ses çıkartmayan ve bu ihalelerin altına imza atan bürokratları daha önce samimiyetle uyarmıştım, buradan bir kez daha uyarıyorum: Arkadaşlar, bu, kul hakkıdır, milletin hakkıdır ve tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır. Attığınız o imzalar her iki cihanda da yakanıza yapışacaktır. Attığınız her yanlış imza yargıya taşınacaktır, işte o zaman "Ben talimat aldım." diyerek kendinizi kurtaramazsınız. Bu iktidar elbet değişecek ve bu yağmanın hesabı millet, tarih ve hukuk önünde mutlaka ama mutlaka sorulacaktır. Zaten çok da uzak değil, çok yakın bir zamanda bunu hep birlikte göreceğiz ve yaşayacağız. 

İKTİDARIN SON DÖNEMİ; ZAM VE ZULÜM DÖNEMİ

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hatırlarsanız iktidar ilk başladığında seçimleri de baz alarak kendi dönemlerine belli isimler vermişti "çıraklık dönemi" "kalfalık dönemi" "ustalık dönemi" gibi, dikkat ettiniz mi? Ancak Sayın Erdoğan 2018'den sonraki döneme her ne hikmetse bir isim vermedi ya da veremedi ama bu dönemin adını milletimiz yaşayarak vermiştir, bu iktidarın son dönemi zam ve zulüm dönemidir.

Her gün yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz, dolar kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor ama kur düşünce fiyatlar düşmüyor. Akaryakıt fiyatları attıkça nakliye masrafları artıyor, her şeye zam geliyor; işsizler, fakirler, dar ve sabit gelirliler artık yaşamlarını sürdüremez hâle geldiler. Ne kadar kaçarsanız kaçın o sandık er veya geç bu milletin önüne gelecek. Milletimiz bu zan ve zulüm dönemine de son verecek.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2023 bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, İYİ Parti Grubu adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.İstiklal

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.