ALİ FUAT DUATEPE YAZDI...
Eskilerin güzel bir deyimi vardır; Elek kırıldı diye değirmen yıkılmaz. 15 Temmuz FETÖ Cuntası silahlı kalkışması sonrası askeri liseler kapatıldı ve TSK subay kaynağı için yeni döneme geçildi. Ancask bu yöntemin sağlıklı olmadığı aynı şekilde farklı yapıların TSK içine sızma gayreti olduğunu gösterdi. Her şeyden önce şunu belirtmek isterim; Subaylık bir meslek değil yaşam biçimidir. TSK içindeki FETÖ yapılanması "eleğin" yani seçmedeki hatanın nerede olduğunu tam olarak gösterdi. FETÖ ortaokul birinci sınıfından itibaren TSK içine szıdırmayı planladığı çocukları özel olarak seçip eğitiyor. Onları yaz kamplarına götürüp kod adı veriyor, gizlenme ve saklanma için "kodlama" yapıyor. Bu şekilde aynı zamanda illegalite yaşam koşullarına alıştırıyor. Aile kontrolü dışına çıkarıp kendi kontrolüne alıyor. Askeri liselerin birinci sınıfından itibaren öğrenciler sohbet bahanesiyle devamlı kontrol altında tutuluyor.
Örnek ifadeler
... Ben ilköğretimimim 5. Sınıfı dahil kadar Adana ili Seyhan İlçesi Yeşilyuva İlköğretim Okulunda okudum. Orta kısmını Necdet Kahraman İlköğretim Okulunda okudum. 2007-2008 Eğitim Öğretim yılında FETÖ/PDY yapılanması ile alakası olmayan Erkan Eğitim Kurumları Dershanesine bir yıl gittim. Liseyi Erzincan Anadolu Endüstri Meslek Lisesi Raylı Sistemler Bölümünde okudum. 2011-2012 Eğitim Öğretim yılında yine FETÖ/PDY yapılanması ile alakası olmayan Final isimli dershaneye gittim. Lise eğitimimin Üçüncü ve dördüncü sınıfında üniversite ve askeri okul sınavlarına hazırlanmak için FETÖ/PDY yapılanmasına ait öğrenci evlerine gittim...
... İlkokul 7. Sınıftayken FETÖ/PDY yapılanmasına dahil olan Sakarya Dersanesine bir yıl süreyle gittim. Bu dönemde Trabzonlu olduğunu bildiğim, ismini Sinan
olarak hatırladığım ancak soy adını bilmediğim, 2005 yılında Sakarya dersanesinde Matematik Öğretmeni olan kişi beni bu yapıya dahil olan ve ismini Yücel olarak bildiğim ancak gerçek adı mı kod adı mı olduğunu bilmediğim, lisede okuduğunu tahmin ettiğim 17-18 yaşlarında, Vezirköprülü olduğunu bildiğim, Sarışın, zayıf yapılı, 175 cm.boylarında, mavi gözlü, beyaz tenli bir öğrencinin evine iftar yemeğine götürdü. Burada yemek yedik ve sonrasında bu evin abiliğini yapan Yücel isimli bu kişinin yanına ders çalışma amacıyla haftada bir gün okuldaki diğer öğrencilerle gitmeye 2005 Kasım-2006 Mayıs arası devam ettim. Ders çalışma, namaz kılma, Kur’an okuma dışında herhangi bir faaliyetim olmadı ancak lisede okuyan diğer öğrenciler Risale-i nur kitabını da okuyorlardı. Babamın tayini 2006 yılında Samsun il merkezine tayin oldu ve merkeze taşınınca Yücel isimli ev abisi bana bir telefon numarası verdi ve Samsunda onu aramamı istedi. Bu şahsı Samsun merkezde telefonla aradım ve bir kez yüz yüze Atakum ilçesinde bir öğrenci evinde görüştük ancak evin adresini ve bu şahıs ile bir kez görüştüğümden eşkalini tam olarak hatırlamıyorum. Fatih isimli, 2007 yılında 19 Mayıs Üniversitesi İstatistik bölümü muhtemelen 1.sınıfta okuyan, Ege bölgesinden olduğunu ve muhtemelen İzmirli olabileceğini tahmin ettiğim, 18-19 yaşlarında, uzun saçlı, buğday tenli, hafif kilolu, 175-180 cm.boylarındaki öğrencinin evine götürdü ve artık burada ders çalışabileceğimi söyledi. Evde benden
ve Fatih’den başka ismini Ekrem ve Enes olarak bildiğim iki Ortaöğretim öğrencisi daha vardı...
... Ben 2009-2010 Eğitim Öğretim döneminde 6. Sınıfa ilk başladığımda o dönem Konya ilinde bulunan tüm dershanelerin seviye tespit sınavlarına girdim, sınav sonuçları
açıklandıktan sonra abim Erol KORKMAZ’ı abilerden olduğunu söyleyen bir şahıs cep telefonumdan arayarak, üniversite öğrencilerinin kaldığı öğrenci evlerinde ücretsiz ders çalıştırdıklarını, kendisinin de üniversite öğrencisi olduğunu söyleyerek abim ile görüşmek istemiş, Abim görüşmeye giderken beni de yanında götürdü, ağabeyimi arayan şahıs ile Rauf Denktaş Caddesi Paşam Pastanesi önünde buluştuk, şahıs bizi üniversite öğrencilerinin kaldığı öğrenci evine götürdü,6. Sınıfın başından itibaren öğrenci evine gidip gelmeye başladım, burada ders çalıştım, bilemediğim konularda bana yardımcı oldular, ailemin maddi durumu iyi olmadığı için dershaneye gidememiştim, 8. Sınıfa geçtiğimde askeri liseye gitmem için beni yönlendirdiler, ağabeyim de o dönem Askeri lisede okuduğu için ben de asker olmak istiyordum, askeri lise sınavına girmeden önce askeri lise sınavında sorulacak olan soruları verdiler. Ben daha sonra bunların cemaat olduklarını anladım, bana gösterdikleri ilgiden dolayı da iyi bir insan olduklarını düşünerek hem de maneviyatımı artırmak için görüşmelere devam ettim, 2013 yılı Nisan yada Mayıs ayında girdiğim askeri lise sınavını 90 puan alarak kazandım, askeri liseye gittikten sonra da askeri lise 9. Sınıfa kadar yani 2014 yılına kadar düzenli olmamak kaydıyla iki haftada bir bazen ayda bir sorumlu abim ile İzmir de abinin belirlediği bir evde görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde genelde abi maneviyatımızı yüksek tutmak istediğini söyleyerek dini konular üzerinden sohbet verdi, Fetullah Gülen in Pırlanta Serisi kitaplarından, Risale-i Nur, Cevşen, Kuran-ı Kerim okuttu..
Kriterler ve eğitmenler yeniden seçilmeli
İfadelerden anlaşılacağı üzere TSK'ya sızmak isteyen yapılar öğrenciler aile kotrolünün zayıfladığı anda yani hemen ilk öğretim sonrası eleman kazanma faaliyeti yürütüyorlar. Bu askeri okullara öğrencilerin hemen ilkokul sonrası alınmaları gerektiğini gösteriyor. Eskiden yatılı okullar orta okul döneminde öğrenci kabul eder fakir bir çok ailenin çocuğu bu şekilde eğitim imkanına kavuşurdu. Aynı şekilde bir dönem Erzincan'da askeri orta okul vardı ve buraya öğrenci alınıyordu. Denenmiş ve başarılı olmuş bir yöntem. Aile ve iltisaklar araştırıldıktan sonra öğrenci seçimleri yapılabilir.
İkinci önemli unsur eğitmenler. FETÖnün öğretmen yapılanması askeri mahrem imamlarının temelini oluşturuyor. Bu nedenle seçilecek öğretmenlerin aynı şekilde ciddi incelenmesini gerektiriyor. Öğretmen vasıtasıyla sızma girişimleri önlenmeli. Disiplin yönetmeliği tavizsiz uygulanmalı.
Ciddi bir planlama ve yapılanmayla TSK'nın subay ihtiyacı karşılanıp milli birlik ve beraberliğe duyarlı, sızmalara karşı azami önlem alınmış bir ordu hedefine ulaşılmış olur. Yoksa bu şekilde subay yetitirmeyle iç ve dış tehditlere karşı güçlü bir ordu kurmak imkansızdır. Şu anda TSK sızmalara karşı tamamen savunmasız durumdadır. Ayrıca TSK'ya sızmak için yapılar daha da fazlalaşmış durumdadır. Yaşadığımız bazı olaylar bu gerçekleri göstermektedir. Askeri okula giriş yaşı düştüğü takdirde illegal yapılar devşirme yöntemini deneyebilirler. Bununda önlemini alacak yöntemler geliştirilebilir.
Yeni yapılanmaya gidilmez ve askerlik bir meslek olarak görülmeye devam ederse önümüzde Irak ve Libya örneği duruyor. Çok güvenilen ordular kışladan bile çıkmadan tek mermi atılmadan ülkelerini iç ve dış güçlere teslim ettiler. Türkiye artık uzun vadede bu tehdidin gölgesi altında olacaktır.