KİM SENİNLE YOL YÜRÜYECEK ZİHNİ AĞIRMAN?

Bugün bizi yazalım dedim.

Ülkenin karışık olduğu bugünlerde Trabzon'da önümüzdeki ay yapılacak seçimlerden bahsetmek istedim. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı için üç aday yarışacak. Adaylardan Zihni Ağırman seçim öncesi beni aramadı. Oy istemedi. Nedenini sorguladım. Aklıma 21 yıl öncesi geldi. Beni yazan gazeteci bana küsmüş. 

O zaman bende Zihni Ağırman'a oy verecek ve yol arkadaşlığı yapacak meslektaşlarıma bir iki hatırlatmada bulunmak istedim.

Hani bugünlerde sözde ağabeyliğe soyunmuş, meslek büyüğü olmuş ve etrafına güzellikler dağıtan Zihni Ağırman'ın çaldığı bir çok kapının yüzüne nasıl kapandığını anlatayım.  Meslektaşlarını arayıp oy istemek yerine siyasileri ve bürokratları arayarak yardım ve destek istediğini ve bu yöntemle baskı kuran zihniyeti yazmak boynumun borcu oldu.  

Tarihler 2004 yılını gösterdiğinde ben yerel gazetede polis adliye muhabiri olarak çalışıyordum. KTÜ'de porno skandalı patlak vermişti. Haberim yerel gazetede manşet çıkmış, maalesef diğer gazeteler yine bir adım geride kalmıştı. Kentte genç kızların CD'leri elden ele dolaştığı haberi üzerine jandarma operasyon için düğmeye basmıştı, bile. Bu sırada yerel gazeteden ayrılıp o zaman adı Doğan Haber Ajansı olan DHA'ya geçmiştim. Bir ay sonra CD'ler de kim varsa tespit edilip soruşturma yapan jandarmadan, kız öğrencilerin anne ve baba korkusu yüzünde şikayetçi olamadığı bilgisini aldım. Şikayete bağlı suçu ikinci kez , "Anne baba korkusu sapıkları kurtardı" başlığı altında fikri takip ilkesiyle bir kez daha habere dönüştürdüm.

Kızılca kıyamet koptu. Kimi ağabeylerim dönemin KTÜ Rektörü Prof Dr. İbrahim Özen ile kol kola üniversitede akademisyenlerle birlikte protesto yürüyüş gerçekleştirdi. Bizim büyük gazeteci (30 yıldır koltuğunda oturur, yazar) Ağırman ise dönemin KTÜ Rektörü İbrahim Özen'e takla attı. Öyle böyle değil ama. "Aynı haberi ikinc kez yazdı" başlığı altında köşesinde kinini kustu. Yel kayadan ne koparır ki, kustu kusmasına da aklımın zekatının kimlere yettiğini bilmedem kara çalmaya çalıştı, aklı sıra. Sonraki gün İbrahim Özen sabahın erken saatlerinde ajansa geldi. Belli ki, kentte mesajı vermiş ve artık haberin yazılmasını istemiyordu. Aksi takdirde belgeleriyle iş büyüyecekti. Özür babındaki bu ziyaret sonrası kente zarar vermemek adına susmayı tercih ettik. 

Dün meslektaşına kara çalmak isteyen gazeteci, bugün üyesi olduğum o cemiyetin başkanlık koltuğuna oturmak için harekete geçmiş. Yaptıklarına bakınca, elim oy vermeye gitmiyor. Hatta aday olmasını bile kabullenemiyorum.

Hadi beni geçelim, iki çalışanına yaptıklarına bakalım. 

Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Zihni Ağırman'ın müdür olduğu gazeteden iki genç meslektaşımı kendi bünyesine katar. Yıllardır o gazetede çalışmış, pırlanta gibi iki insana, "Eğer tazminat isterseniz, belediyeye baskı kurar, sizi işinizden ederim" der.  İki arkadaşım sus pus olur, tazminatlarını isteyemez. O sıralarda Zihni Ağırman'da gazeteye ortak olmuştur. Uzungöl'e şimdilik girmiyorum. Onu başka bahara bırakıyorum, bilesin.

Gelelim Ağırman'ın değirmenine su taşıyanlara... Çıkın konuşun, 'Biz destek veriyoruz' diye. Kapalı kapılar ardında oyunlar kurmayın. Bizde kimlerin kimlerle kolkola olduğunu görelim. Ne demiş bir büyüğümüz, "Kim-kimdir belli olmayan bizim camiamızda, kimse dürüstlük tarafsızlık adamlık aramasın..."

Bitmedi Zihni Ağırman, bitmedi. Soracağım sorulara cevap istiyorum. İddialara meslektaşlarım ve kendim adına dürüst cevap bekliyorum, Zihni Ağırman. 

Sen 15 Temmuz öncesinde dönemin FETÖ/PDY üyeleri ile yurt dışı gezilerine çıkıp maklube yedin mi? Ya da yediysen, örgütün yemeği olan mahklubeyi kimlerle yedin? O geziye nasıl ve neden gittin?  Cevap hakkın bende saklıdır. İster gazetedeki köşende yaz, ister bana yaz. Ama yok herkes o dönem gitti ve yedi dersen, o başka. Sana kimlerle gittin, kimlerle yedin diye sorarım. 

Ne dersin, Zihni Ağırman? Ben, maklube yerken fotoğraf olup olmadığını merak edenlerdenim. Görelim bakalım şimdi senle kimler yol yürüyecek?

Son söz: Kaybettikçe aday olan Halil İbrahim İleli daha dün kendisine hakaretler yağdıran gazete patronunu oy uğruna ziyaret etmiş. Sonrasında bir meslektaşının cebine yemek yersin diye 200 TL sokuşturmuş. Bunları duyunca ben utandım. Ersen Küçük'e gelince, biz dürüst adamı sevmeyizİnsanın içinden oy vermek bile gelmiyor, maalesef.. Kalın sağlıcakla...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.