Osman DİYADİN
Oy Trabzon Trabzon!
Trabzon siyasetinin içine düştüğü durum vahimdir.
Ne yazık ki Trabzon siyaseti; birbirinin altını oyma uğraşı verenlerin, “Ben yoksam o da olmasın” diyenlerin her türlü entrika, karalama ve tezgah peşinde koşanların ihtirasları yüzünden iflas etmiştir.
Trabzon siyasetinden kaçanlar “Oh be dünya varmış!” diye sevinir olmuştur.
Şöyle bakın!
Trabzon siyaseti kendi içinden tek bir büyükşehir belediye başkan adayı çıkaramamıştır.
Evet, tek bir büyükşehir belediye başkan adayı çıkaramamıştır.
AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sizlerin tezgahlarınızla mı uğraşacağım” dercesine bir kez daha dışarıdan Van eski Valisi hemşehrimiz Murat Zorluoğlu’nu getirip aday göstermesi...
CHP’nin, MHP’nin aday çıkaramaması...
İYİ Parti’nin daha önce AK Parti’den aday adayı olmuş bir akademisyen olarak Atakan Aksoy’u aday göstermesinin adı nedir?
Trabzon siyasetinin iflasıdır. Ne yazık ki Trabzon siyaseti ektiğini biçmektedir.
Trabzonlu olup uzun yıllar Türkiye’de siyaset yapıp, Trabzon’a gelenlerin daha sonra şehirden “Sizlerle mi uğraşacağım? Alın ne haliniz varsa görün” diyerek kaçtığına daha yeni şahit olduk.
Mesela...
Türkiye’de herkes tarafından büyük sevgi ve saygı gören, İçişleri Bakanlığında ülkenin yüz akı olmuş Süleyman Soylu gibi bir değer, AK Parti’deki malum insanlar yüzünden Trabzon’dan gitmiştir.
Yalan mı?
Çok ararsınız.
CHP ise Trabzon siyaset tarihinde ilk kez büyükşehir için aday bulamazken, AK Parti karşısındaki muhalefet bloğunun ısrarla istediği eski belediye başkanı, eski milletvekili olan Volkan Canalioğlu gibi bir ismin aday olmaması için her türlü oyunu gerçekleştirip başarıya ulaştılar.
Yalan mı?
O Canalioğlu bugün İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun çalışma ekibinin en önemli ismi olarak, İstanbul’daki Karadeniz seçmenlerini örgütlemek için gönüllü olarak yola çıktı...
AK Parti valiyi getirip aday yapmak zorunda kaldı.
Çünkü ortaya çıkan 6 aday adayını Erdoğan değil, Trabzon’da partinin kendi iç yapısı yedi.
Bakın MHP’ye, “Nerede o eski MHP” dedirtiyor.
Bakın yeni kurulmuş İYİ Parti’ye heyecan veremiyor.
Neden?
Çünkü Trabzon siyaseti adam yetiştirmiyor!
Aksine yetişenlerin önünü kesmek ve onları yok etmek için her yolu deniyor.
Ve başarıyor.
Anladınız mı şimdi Trabzon siyaseti neden bu ülkede bir lider çıkaramıyor da hep başkalarının peşine takılmak zorunda kalıyor?
Kusura bakmasınlar ama Trabzon siyaseti “MARABA” olmayı çok seviyor.
Trabzonlu olup da Trabzon dışında siyaset yapan insanlar, Trabzonlu kimlikleri ile gururumuz oluyor.
İnanın bugün siyaset sahnesindeki varlıkları ile öne çıkan ve Trabzonlu olmaları ile gurur duyan Berat Albayrak, Süleyman Soylu, Cahit Turhan, Mustafa Varank, Akif Hamzaçebi ve Koray Aydın gibi isimler bu şehirde siyaset yapsa, şehrin entrika üreten yapısı karşısında bir gün dahi duramazlar.
Yaşadık gördük.
Akif Hamzaçebi niye Trabzon milletvekili olmayı artık tercih etmedi?
Süleyman Soylu niye “Alın siz yapın” diyerek bırakıp gitti?
Koray Aydın niye Trabzon’dan soğudu?
Çünkü kendi değerlerine sahip çıkamayan bir Trabzon gerçeği ortada.
Çünkü kimseyi beğenmeyiz.
Çünkü kimsenin bir yerde olmasını hazmedemeyiz.
Çünkü bu ülkede herkesin büyük değer olarak baktığı insanlara “O da kim? Daha dün neydi?” diye bakarız.
Utanmadan aşağılarız!
Sadece siyasette mi?
Hayır.
Sporda da böyle...
Trabzonspor'un Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz unutulur mu?
Trabzonspor’un bir kuruş geliri dahi yokken maddi ve manevi olarak uzun yıllar kulübü tek başına sırtında taşıyıp, büyüklüğüne en küçük zarar verdirmeyen, bu ülkede örnek bir şekilde bakanlık yapmış büyük bir değeri bu şehirden kimler ihanet ederek soğuttu?
Bizler...
40 yıl birilerini bu şehirde Trabzonspor uğruna sırtında taşımadı mı?
Taşıdı.
Demedik mi “Şenol Güneş teknik direktör mü ya” diye?
Üniversite (Bilim dünyası) dünyasında da böyle...
Bugün ilik naklinde Türkiye’nin bir numaralı bilim adamı olan ve ödüller alan, kök hücre tedavisinin öncüsü Prof. Dr. Ercüment Ovalı’yı bu şehirden, KTÜ’den koparan kimler?
Bizler...
Sahipsiz bıraktık.
Ovalı bugün Türkiye’nin gurur duyduğu bilim adamı.
Yalan mı?
Adam kaçarcasına gitti.
İş dünyasında da böyle. Bürokraside de.
Velhasıl her alanda böyle. Bu şehirden kaçan kurtulmuştur ne yazık ki!
O nedenle, bu şehirde öncelikle köşe başlarını tutanlar kendilerini iyice sorgulamalılar!
Baksınlar etraflarındaki illere...
Baksınlar diğer illere...
Onlar son 20 yılda nereden nereye geldi?
Trabzon nereden nereye geldi?
Kayseri, Konya nerede, Trabzon nerede?
Ordu neler yaptı, Trabzon neler yaptı?
Kısacası Trabzon şehri kendisini iyi sorgulamalı.
Bencilliği bırakmalı...
Trabzon bir adım öteye gitmiyor, aksine geriliyor beyler! Ne yazık ki ne istediğini bilmeyen bir Trabzon gerçeğini yaşıyoruz.
Bir düşünün Trabzonspor’un şike ile çalınan şampiyonluğunda bile bir araya gelemeyen, ortak ses veremeyen, Fenerbahçeliler Ankara’ya çıkarma yapıp TBMM’de şike kanunu çıkarırken, Ankara’ya tek yumruk gidemeyen bir Trabzon gerçeğini yaşamadık mı?
Her alanda insan yetiştiren fakat yetiştirdiği insanları soğutan bir şehrin yarınlarına umutla bakması mümkün mü?
Türkiye’de herkes, Trabzonlu siyasetçilerin, iş adamlarının, bürokratların, spor adamların iki dudağı arasından çıkacak söze itibar eder.
Ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı sırtını Trabzonlu isimlere rahatlıkla dayayarak kendini daha güvende hisseder ama Trabzon şehri yetiştirdiği Trabzonluyu beğenmez.
Nasrettin Hoca gibi.
Bindiği dalı keser!
Kusura bakmayın ama bu kafayla bizden bir halt olmaz kardeşim!
Vurdumduymaz kör ayvaz misali bir şehir yapısı...
Trafik tam anlamı ile rezalet.
Bakın aylardır Moloz’da yapılan yeni caminin oradaki üst geçit trafiğe kapalı duruyor. Takip ediyorum, sorumlu olan Karayolları’na hiç kimsenin “NEDEN KAPALI KARDEŞİM” diye sesi çıkmıyor.
Dedim ya...
Biz bu kafalarla “MARABA” oluruz kardeşim “MARABA!”