İlker Tuğaltay yıllar sonra konuştu! Görgü tanığından itiraf: Kanlar içerisinde gördüm
İstanbul Fulya'daki evinde vahşice öldürülen 15 yaşındaki lise öğrencisi Çağla Tuğaltay cinayeti 25 yıl sonra yeniden gündem oldu. Tuğaltay'ın cansız bedeni ağabeyinin odasında boğazı kesilmiş şekilde bulunmuştu. Evde yapılan incelemelerde cinsel istismara dair bir iz bulunmazken, yabancı bir parmak izine de rastlanılmamıştı. Adli Tıp uzmanı katilin solak olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından Çağla'nın ağabeyi İlker Tuğaltay'ın da solak olduğu iddia edilmişti. İlker Tuğaltay yıllar sonra A Haber'e konuştu. Çelişkili ifadeleri ve akıllardaki tüm sorular Tuğaltay'a yöneltildi. Görgü tanıdığından gelen itiraf ise herkesin kanını dondurdu.
Olay, 5 Haziran 2000 tarihinde İstanbul Fulya'da bulunan Narçiçeği Sokak Çiğdem Apartmanı'nda gerçekleşti.
Okul dönüşü saat 16.40 sıralarında eve dönen lise öğrencisi Çağla Tuğaltay, katil ya da katiller tarafından babasının iş yerinde, annesinin doktorda, ağabeyinin ise Ordu'da bulunduğunu iddia ettiği saat dilimlerinde boğazı kesilerek vahşice öldürüldü.
3 PARMAK İZİ BULUNDU
Türkiye gündemini sarsan bu cinayet sonrası olay yerinde inceleme yapıldı. Olay Yeri İnceleme ekiplerinin yaptığı çalışmalarda, mutfakta 3 parmak izi bulundu. Cinayet masası dedektiflerine göre cinayet şu şekilde gerçekleşti:
"Çağla, kapıyı açar açmaz kendisini takip eden katil ya da katiller bıçak tehdidiyle zorla içeri girdi. Çağla, korkuyla önce mutfağa daha sonra da ağabeyinin odasına kaçtı. Saldırgan küçük kıza tecavüz etmeye çalıştı. Saldırgan Çağla direnince boğazını keserek öldürdü. Zanlı daha sonra mutfakta ellerini yıkarken, bıçakların bulunduğu tahtaya parmak izlerini bıraktı."
İKİ FARKLI ERKEK DNA'SI BULUNDU
Cinayet sonrası apartmanda oturanlar ve aile fertlerinin ifadeleri alındı. Başta aile ve apartmanda oturanlar olmak üzere, ailenin yakınları ve eve gelip giden kişilerden parmak izi alındı. Olay yerinden alınan parmak izleri kimseyle uyuşmadı. Çağla'nın tırnaklarının arasına katile ait DNA bulaşma ihtimali üzerine tırnaklar kesilerek kriminale gönderildi. İlk incelemelerde herhangi bir bulguya ulaşılamadı. 13 yıl sonra soruşturmanın seyrini değiştiren gelişmeler yaşandı. Apartman koridorunda bulunan lekenin kan lekesi ve bir erkek DNA'sı olduğu saptandı. Ayrıca Çağla'nın tırnak arasında da bir erkek DNA'sı bulundu. Bu, soruşturmayı sürdüren birimler için çok önemliydi. Artık elde parmak izi dışında, iki farklı erkeğe ait DNA vardı.
KOMŞUNUN DNA'SINA BAKILDI
Çağla'nın babası Nedim Tuğaltay ve evin anahtarı bulunan alt komşu Yasin Ç.'nin DNA'sına bakıldı. DNA'lar uyuşmadı. 21 yıl sonra ilginç bir gelişme yaşandı. İlk kez mahalleden bir ihbar geldi. Volkan Ö., CİMER'e ihbarda bulunarak o mahallede oturduğunu o dönem 17 yaşında olduğunu belirtip "Üst yoldan üstü başı sanki bir kavgadan çıkmış halde biri bana bıçak uzatarak 'Al bunu oraya at' dedi. Ben de 'niye atayım' dedim. Bıçağı uzatan kişi 'ben Y.K'yım' dedi. Sonra araya İlkay girdi 'bırak gitsin çocuk' dedi. Ben de gittim. Bir gün sonra akrabalarıma gittiğim Balıkesir'de Çağla'nın öldürüldüğünü haberlerde izledim. Y.K.'nın DNA'sına bakılsın" dedi.
Volkan Ö.'nün iddiasına göre, kendisine bıçak uzatan kişiyi gören ve tanıyan tek kişi İlkay Tokkal'dı. İlkay Tokkal, Çağla Tuğaltay'ın yan apartmanında oturuyordu. Ancak İlkay Tokkal'ın Mehmet Şerif Boğa isimli kişi tarafından, 16 Şubat 2021 günü Eskişehir'de eşi Emel Tokkal ve 4 yaşındaki oğlu ile birlikte evinde bıçaklanarak öldürüldüğü öğrenildi.
14 MADDELİK DİLEKÇE SUNULDU
Yıllar sonra dikkat çeken bir gelişme yaşandı. İstanbul Barosuna kayıtlı avukat Ümit Altay, cinayetle ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Faili Meçhul Suçlar Bürosu Savcılığı'na başvurarak 14 maddelik bir dilekçe sundu. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Çağla Tuğaltay'ın ağabeyi İlker Tuğaltay'ın ifadesini aldı. Şu sıralar sosyal medyada Çağla'nın katilinin bulunması için özel bir ekip kurulması gerektiğine dikkat çekiliyor.
ŞÜPHELERE DİKKAT ÇEKTİ
A Haber'e özel açıklamalarda bulunan Ümit Altay, ailenin üzerinde bulunan şüphelere dikkat çekti. Avukat Ümit Altay, "Ağabeyi, Ordu'da üniversite okuduğunu söylüyor ama ayda 1 kez İstanbul'a geliyormuş Çağla'yı evde hep annesi karşılıyor ama o gün anne diş doktoruna gittiğini söylüyor. Etraf dağınık değil." dedi.
"CİNSEL TACİZ SÜSÜ VERİLMİŞ OLABİLİR"
Emekli Emniyet Müdürü Haydar Özdemir ise şunları söyledi:
Kapı zorlanmamış. Evdeki anne diş hekimine gittiğini söylüyor ama diş hekiminde olduğuna dair dosyada ifade yok. Ağabeyin Ordu'da olduğuna dair bir ibare yok. Bu durum kafa karıştırıcı. Evdeki tüm kesici aletlerin kriminal incelemesinin yapılması gerekiyordu. Kapıcının ifadesi alınmamış. Apartmanı tanıyan kişi kapıcıdır. Katil ölümün çok hızlı gerçekleşmesini istemiş. Çağla'nın çamaşırının çıkarılması cinsel taciz süsü vermek amaçlı yapılmış olabilir. Genelde bu hareket tanıdığı kişiler tarafından yapılan bir hareket.
"BABASI KANLAR İÇİNDEYDİ"
Çağla'nın katledildiği evin önünde mahalle sakini ile de bir röportaj gerçekleştirildi. 36 yıldır mahallede yaşayan o dönem ifadesi alınmayan Reyhan Hanım şunları söyledi:
O gün evde çay içecektik. Limon bitmiş, limon almaya gittim. Evde bir ses duymadık. Pencereden dışarı baktım. Bir baktım adam balkonda bir şeyler konuşuyor. Ben ne konuştuğunu duymadım. Adam kendisini kesmiş sandım. 'Yapma kardeşim' diye bağırdım. 3 numarada oturan kız Sibel telefon açtı. Buralarda bir şey olmuş dedi. Hemen balkona koştum ama adam ortada yoktu. Adam, orta boylu iri yarı bir adamdı. Üstünde açık kahverengi bir pantolon vardı. Kahverengi ve mavi çizgili bir gömlek vardı. Kısa kolluydu. Üstü kan içindeydi. Adam, Çağla'nın babasıydı. Daha sonra burayı sattılar gittiler.
ERKEK ARKADAŞINA DİKKAT ÇEKTİ
Avukat Ümit Altay, Çağla'nın Hüseyin isimli bir erkek arkadaşı olduğunu belirtti. Altay, "Hüseyin ifadesinde Çağla'yı bir defa eve bıraktığını söylemiş. Okul arkadaşları Çağla'nın Hüseyin nedeniyle annesi ile sürekli kavga ettiğini söylemiş. Mahalle sakinleri de olay saatinde Hüseyin'in kaçtığını görmüş. Hüseyin'in ifadesi yüzeysel olarak alınmış" şeklinde konuştu.
İFADELER ORTAYA ÇIKTI
Yayında Çağla'nın yakın arkadaşı Sara'nın ifadesi de ekrana getirildi.Sara'nın ifadesinde şu bölüm dikkat çekti:
O gün peşimize hiç kimse takılmadı. Çağla'nın erkek arkadaşı vardı. Adı Hüseyin'di. Hüseyin, ağabeyinin arkadaşıydı. Çağla, söylenen gibi ürkek biri değildi.Cinayeti duyan tek kişi olan, Çağla ile aynı yaşlardaki alt komşu Gökçe Kaya'nın ifadesinde ise şu detaylar göze çarptı:
Anahtarla Çağla'nın kapıyı açtığını duydum. Kapıyı açtıktan sonra aaa aaa şeklinde şaşırma ve şaşkınlık ifade eder şekilde Çağla'nın sesini duydum. Ben ders çalışmaya devam ettim. Ağabeyi İlker'in eve geldiğini düşündüm. Akşam saatlerinde komşumuz Nilgün Ç'nin çığlıklarını duydum. Ben daha ne olduğunu anlamadan bina sakinleri merdivenlere doluştular.
ANNE VE BABA İFADESİNDE NE DEDİ?
Anne ifadesinde şunları söyledi:
Komşumuz Nilgün Ç. tarafından bulundu. Çağla okul formasıyla yatar haldeydi. Eteğinin altına rüzgarda açılma riskine karşı giydiği yeşil tayt yerdeydi. İç çamaşırı çıkarılmıştı. Boğaz'ı kan içerisindeydi. Çağla'nın cinsel saldırıya uğradığını cinayetin sapık işi olduğu aklımıza geldi. Çağla'nın cansız bedenini bulan Nilgün Ç'den ve oğlu Yasin Ç'den şüpheleniyoruz.
Baba ise oğlu İlker'in olay tarihinde Ordu'da olduğunu bir gün sonra geldiğini söyledi.
KATİL SOLAK
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, katilin solak olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından Çağla'nın ağabeyi İlker Tuğaltay'ın da solak olduğu iddia edildi.
AĞABEY KONUŞTU
Çağla Tuğaltay'ın ağabeyi İlker Tuğaltay yıllar sonra yayına katılarak hakkındaki iddialara ilişkin konuştu.
Tuğaltay, "Ben o gün akşam Ordu'daydım. Akşam 9 gibi evime orada oturan akrabalarım geldi. Anneannemin rahatsızlandığını söylediler. Polis eşliğinde otobüse bindirildim. Otobüste radyoda kardeşimin adının baş harflerini duydum. Dayımı aradım. Kardeşimin ölmediğini söylediler. Anneanemin evine gittiğinde durumu öğrendim.Üniversite arkadaşlarımın ifadesi Ordu'da alındı. Olayın ilk günü benim de ifadem alındı." şeklinde konuştu. Emekli Emniyet Müdürü Haydar Özdemir, Tugaltay'ın haberi alır almaz neden ailesini aramadığını sordu. Tuğaltay, "Olayın şokundaydım" dedi.
HÜSEYİN'E İLİŞKİN KONUŞTU
Çağla Tuğaltay'ın ağabeyi İlker Tuğaltay Hüseyin'e ilişkin "Hüseyin benim yazlıktan arkadaşım. Ben kardeşimle ilişkisi olduğunu öğrendiğimde bunu istemedim. Olay yerinde olduğunu sanmıyorum. Çünkü evimizi bilmiyordu" dedi.
ELİ SARGILI MIYDI?
Tuğaltay, kendilerini katil olarak suçlayan kişilerle ilgili suç durusunda bulunduğunu söyledi. Tuğaltay'ın cenazede elinin sargılı olduğu ve yolda gelirken otobüsün camını kırdığına dair iddialar da soruldu. Tuğaltay bu soruya, "Elim sargılı değildi. Ben radyodan olayı duyduğumda elimi cama vurdum. camda ufak bir çatlak oldu ama camı kırmam mümkün değil. Cenaze namazı kırılırken, babam ile tabutun ön önündeydik" dedi. Tuğaltay, solak olduğunu da doğruladı.