Anayasa Mahkemesi, 31 Ekim Perşembe günü Genel Kurul gündemine, Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ'un Yüce Divan yargılamasını aldı.
İlker Başbuğ, Ergenekon Davası sanığı olarak yarın Yüce Divan'da yargılanacak. Yargılamayı Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu yapacak. 2017 yılının Temmuz ayında İstanbul 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Başbuğ’un dosyasını ayırarak Anayasa Mahkemesi’ne göndermişti. Mahkeme gerekçe olarak Yargıtay’ın bozma ilamında da açıkça vurguladığı gibi mahkemenin görevsiz olduğunun ortada olduğunu belirterek, "Dosyada yapılabilecek tüm tartışmaların ve gerekirse delillerin değerlendirilmesinin yüksek görevli mahkemece yapılmasının uygun olacağı her türlü izahtan ötedir. Bozma ilamı da açıkça bunu belirtmektedir" tespitinde bulunmuştu.
Mahkeme, beraat kararı verilip verilmeyeceği değerlendirmesinin dahi yüksek görevli mahkemece yapılmasının yerinde olacağını vurguladığı gerekçesinde, "Zira görev hususunun öncelikle değerlendirilmesi zorunlu hususlardan olduğu, görevli olmayan mahkemece yapılan işlemlerin hükümsüz olduğu, bu nedenle olası bir beraat kararının da yüksek görevli mahkemece verilmesinin en doğru olacağı sonucuna varılmıştır" ifadelerine yer vermişti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016’da verdiği kararla, 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını, “eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiği yönündeki itirazının haklı olması, Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesi ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunması” gibi gerekçelerle bozmuştu.
Ergenekon davasında nihai karar
Dosyaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin yaşanan yetki karmaşasının ardından, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından alınan kararla dosya, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
Başbuğ, son olarak dün gece Habertürk'te Didem Aslan'a konuş olmuş ve Ergenekon süreci ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
"Biz komplolarla cezaevine konulduk, Ergenekon vesaire davası. Ergenekon davasında FETÖ'cü savcı ve hakimlerin beni kişisel olarak suçlama nedenlerinden birisi ikinci başkanlık dönemimde Ankara Ticaret Odası'nda 3 Mart 1924 kanunlarının çıkarılışının yıldönümü ile bir toplantı yapıldı. Biz bu toplantıya davet edildik, gittik. Atatürkçü Düşünce Derneği de vardı sanki. Ben ve başka komutanlarla gitmemiz suç unsuru olarak gözüktü. İlk başta rahatsız olan Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün mensupları. Çünkü onlara dokunan konular bunlar. Bana kişisel olarak Silivri'de çok gündeme getirdiler."