"İbn-i Sina'nın torunlarını eğitiyoruz"

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Kemalettin Aydın, oğrencilerin 60’tan fazla eğitim ve araştırma hastanesi ile yapılan afiliasyon protokolleri sayesinde, eğitimleri boyunca teorik bilgilerini uygulamaya dönüştürebilecekleri zengin bir staj deneyimi elde ettiklerini söyledi. Aydın, "Öğrencilerimizin mesleki gelişimlerini en üst düzeye çıkarmak için staj olanaklarına büyük önem veriyoruz. Üniversitemizin geniş bir sağlık kuruluşu ağına sahip olması, öğrencilerimize hem yurt içinde hem de yurt dışında çeşitli staj imkanları sunmamıza olanak tanıyor. Öğrencilerimiz, 60’tan fazla eğitim ve araştırma hastanesi ile yapılan afiliasyon protokolleri sayesinde, eğitimleri boyunca teorik bilgilerini uygulamaya dönüştürebilecekleri zengin bir staj deneyimi elde ediyorlar. Bu hastanelerde, hem klinik becerilerini geliştirme hem de gerçek hasta vakaları üzerinde çalışma fırsatı buluyorlar. Bu deneyimler, onların mezuniyet sonrası mesleki yaşamlarına çok güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlıyor. Staj olanakları konusunda izlediğimiz yol haritası, öğrencilerimizin ilgi alanlarına ve kariyer hedeflerine göre özelleştirilmiş staj programları sunmayı içeriyor. Her öğrencimizin ihtiyaçlarına ve hedeflerine uygun staj yerleri bulmalarına yardımcı oluyor, onların bu süreçte en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, staj sürecinde öğrencilere mentorluk desteği sunarak, karşılaştıkları zorlukları aşmalarında onlara rehberlik ediyoruz."dedi.

Yurtdışında eğitim faaliyeti vermeye yetkili tek devlet üniversitesinin Sağlık Bilimleri Üniversitesi olduğunu belirten Prof Dr. Kemalettin Aydın, "Aynı zamanda yurtdışı eğitim dili Türkçe olan tek üniversite olma özelliğini de taşıyarak ülkemizi yurtdışında gururla temsil etmektedir. Bu doğrultuda Somali, Sudan, Özbekistan ve Suriye’de eğitim öğretim faaliyetlerimiz devam etmektedir. Yurtdışı eğitim faaliyetlerimiz önümüzdeki dönem için Afganistan, Filistin, Pakistan, Lübnan, Bosna Hersek, Bangsamoro ve diğer ülkeler ile devam edecektir. Üniversitemiz, ilk kuruluş misyonuna uygun olarak Geçmiş ile Gelecek arasında köprü olmak üzere eğitim vermeye devam etmektedi. ‘Bir öğrenci bir üniversite, bir üniversite bir öğrenci’ mottosu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak benimsediğimiz öğrenci odaklı eğitim anlayışının özüdür. Bu motto ile her öğrencimizin bireysel gelişimine, ihtiyaçlarına ve potansiyeline odaklanmayı hedefliyoruz. Her öğrencinin, tıpkı bir üniversite gibi, kendine özgü yetenekleri, vizyonu ve katkıları olduğuna inanıyoruz. Bu yaklaşım, öğrencilerimizin sadece akademik başarılarını değil, aynı zamanda kişisel gelişimlerini, topluma katkılarını ve mesleki etik anlayışlarını da ön planda tutmamızı sağlıyor. Bu eğitim felsefesi, üniversitemizin her öğrencisine bireysel bir değer katmaya çalıştığı, onların sadece birer öğrenci olarak değil, geleceğin sağlık profesyonelleri ve liderleri olarak yetiştirildiği anlamına geliyor. Ayrıca, öğrencilerimizle kurduğumuz bu güçlü bağ, onların üniversiteyi bir yuva, bir topluluk olarak görmelerini sağlıyor ve bu da bizim eğitimde mükemmeliyet anlayışımızı perçinliyor." diye konuştu.

Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Aydın, "Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak, sadece akademik başarılar ve sağlık alanındaki katkılarla değil, aynı zamanda insani ve vicdani değerlerle de yolumuzu çizen bir üniversiteyiz. Gazze gibi dünya genelinde yaşanan insani krizlere karşı sessiz kalmak, bizler için bir seçenek olamaz. Bu tür konularda sesimizi yükseltmek ve dik duruş sergilemek hem bir sorumluluk hem de insani bir görevdir. Gazze'de yaşanan trajediler, sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın vicdanını sarsan olaylardır. Üniversitemiz, bu tür durumlarda mazlumların yanında yer almayı, adaleti savunmayı ve insan haklarını korumayı temel bir ilke olarak benimsemiştir. Bu bağlamda, Gazze’de yaşananlara sessiz kalmak yerine, güçlü bir duruş sergiledik ve bu duruşumuzun arkasında durmaya devam edeceğiz. Üniversitemizin bu tür meselelerdeki tutumunu, insan odaklı bir eğitim ve etik değerlere dayalı bir yönetim anlayışı olarak tanımlayabiliriz. Öğrencilerimize sadece tıp ve sağlık bilimleri alanında eğitim vermekle kalmıyor, aynı zamanda onların toplumsal sorumluluk bilinci yüksek, adalet ve insan hakları savunucusu bireyler olarak yetişmelerini de önemsiyoruz. Bu doğrultuda, üniversitemiz, her zaman haksızlığa karşı durmayı, mağdur olanların yanında yer almayı ve evrensel insani değerleri savunmayı sürdürecektir. Eğitim anlayışımızda bu değerleri ön planda tutarak, geleceğin sağlık profesyonellerinin sadece mesleki açıdan değil, insani açıdan da donanımlı bireyler olmalarını hedefliyoruz."dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin YÖK’ün tanıdığı dört üniversite değerlendirme kuruluşundan biri olan Hollanda merkezli CWTS Leiden Ranking’in 2024 yılı sıralamasında büyük bir başarı elde ettiğini belirterek, Biyomedikal ve Sağlık Alanında dünya sıralamasında geçen yıla göre 43 sıra yükselerek 98’inci, Türkiye’de ise 1’inci olduğunu ifade etti. Aydın, "Ayrıca, tüm bilim dalları sıralamasında 115 sıra yükselerek 334’üncü, Türkiye’de ise ikincilikten birinci sıraya çıktık. Aynı şekilde bu yıl da Shangai Ranking sıralamasında da 601-700 bandındaki yerimizi koruduk ve ülkemizden bu sıralamaya dahil olan üniversiteler arasında 2. Sıradaki yerimizi koruduk. Üretken akademik anlayışın geçmişten geleceğe iliklenen köprüsü Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 2015 yılında eğitim hayatına başlamış olmasına rağmen dünya çapında köklü üniversitelerle yarışır hale gelmiştir. İnanıyorum ki bir sonraki sıralamada ilk 50’de yer bulacağız. Yeter mi, yetmez. Hedef ilk 10! Bu başarı, geçmişiyle geleceğe yürüyen ve ‘bir üniversite bir öğrenci, bir öğrenci bir üniversite’ mottosuyla çalışan büyük bir birikimin ürünüdür. Bu başarı, aile ruhu ile birbirine kenetlenmiş asil ve azimli kadromuzun başarısıdır. Bu bir başlangıç ve biz hedeflerimize çok yakınız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sağlık temalı sivil bir devlet üniversitesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında Gülhane Tıp Akademisi’nin (GATA), 669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Üniversitemize devredilmesi münasebetiyle Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın sağlık profesyoneli ihtiyacını da karşılamaktadır.Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak, akademik kadromuzu oluştururken en yüksek standartları ve kriterleri gözetiyoruz. Üniversitemizin sağlık temalı bir devlet üniversitesi olması, bize büyük bir sorumluluk yüklüyor ve bu sorumluluğu yerine getirmek için alanında uzman, deneyimli ve yetkin akademisyenlerle çalışmayı önemsiyoruz. Akademik kadromuzu oluştururken, öncelikle adayların alanlarında uluslararası düzeyde tanınmış, güçlü bir akademik geçmişe sahip olmalarına dikkat ediyoruz. Bunun yanında, araştırma becerileri, yayın geçmişleri ve katkı sağladıkları projeler de önemli değerlendirme kriterlerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca, öğretim üyelerimizin sadece akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda öğrencilerimize mentorluk yapma, onları yönlendirme ve sağlık sektöründe başarılı olmaları için rehberlik etme kapasiteleriyle de ilgileniyoruz. Bir diğer önemli kriterimiz, adayların mesleki etik değerlere ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip olmalarıdır. Sağlık alanında eğitim veren bir üniversite olarak, akademik kadromuzun bu değerleri öğrencilerimize aşılamasını önemsiyoruz. Bu nedenle, adaylarımızın hem bilimsel hem de insani niteliklere sahip olmalarını bekliyoruz. Ayrıca, global bir vizyon ve uluslararası deneyim sahibi olmak da bizim için önemli. Bu sayede, öğrencilerimize dünya standartlarında bir eğitim sunabiliyor ve onları küresel sağlık sorunlarına çözüm üretebilecek yetkinlikte bireyler olarak yetiştirebiliyoruz. Sonuç olarak, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin akademik kadrosu, sadece bilgi birikimiyle değil, aynı zamanda öğrencilerimize model olabilecek nitelikleriyle de öne çıkan, sağlık alanında liderlik edebilecek bir kadrodan oluşuyor. Bu kadro, üniversitemizin başarılarının arkasındaki en büyük güçlerden biridir."dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Kemalettin Aydın, daha sonra şunları söyledi: "Sağlık Bilimleri Üniversitesi Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han’ın İslam coğrafyasına sağlık profesyonelleri yetiştirmek amacıyla 1903'te kurduğu Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin bugün sahip olduğumuz imkânlarla daha ileriye taşınmasına müteveccih bir uygulama olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın bizatihi talimat ve destekleri 2015 yılında kurulmuştur. Üniversitemizin eğitim verdiği Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne Külliyesi, tıp eğitimi vermek üzere Sultan II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan ilk tıp okuludur. Yapımına 1894’te başlanmış ve 1903 yılında tamamlanmıştır. Binanın açılışı ise 6 Kasım 1903 Cuma günü gerçekleştirilmiştir. 5 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında Gülhane Tıp Akademisi (GATA), 669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Üniversitemize devredilmiş olup eğitim faaliyetlerine ara verilmeden ve aksatılmadan devam edilmiştir. Üniversitemiz, Gülhane (Ankara) Külliyesinde; Fakülte, Sağlık Meslek Yüksekokulu ve Enstitü birimleri olarak eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunların dışında ülkemizin farklı illerinde tıp fakültelerimiz var ve buralarda eğitim faaliyetlerimiz devam etmektedir. Tıp Fakültelerimiz ve Meslek Yüksekokullarımız ayrıca Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına yetiştirilmek üzere askeri öğrenci de almaktadır. Üniversitemiz, yurtdışında eğitim faaliyeti vermeye yetkili tek devlet üniversitesidir. Aynı zamanda yurtdışı eğitim dili Türkçe olan tek üniversite olma özelliğini de taşıyarak ülkemizi yurtdışında gururla temsil etmektedir. Bu doğrultuda Somali, Sudan, Özbekistan ve Suriye'de eğitim öğretim faaliyetlerimiz başlamıştır. Yurtdışı eğitim faaliyetlerimiz önümüzdeki dönem için Bosna Hersek, Bangsamoro, Afganistan, Filistin, Pakistan, Lübnan ve diğer ülkeler ile devam edecektir. Üniversitemiz, ilk kuruluş misyonuna uygun olarak geçmiş ile gelecek arasında köprü olmak üzere eğitim vermeye devam etmektedir.  Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak, 10 yıl ve 100 yıl sonrasına dair vizyonumuz, sadece bir eğitim kurumu olarak değil, global sağlık alanında yön verici bir güç olma yolunda ilerlemek üzerine kuruludur. Kısa vadede, yani önümüzdeki 10 yılda, üniversitemizi uluslararası arenada sağlık eğitimi ve araştırmaları konusunda lider bir konuma taşımayı hedefliyoruz. Bu süreçte hem akademik kadromuzun yetkinliğiyle hem de öğrencilerimizin yenilikçi projeleriyle dünya çapında tanınan sağlık temalı bir üniversite olacağız. Önümüzdeki 10 yıl içinde, teknoloji ve tıbbı birleştiren yeni eğitim modelleri geliştirerek, öğrencilerimize geleceğin sağlık dünyasında söz sahibi olacak becerileri kazandıracağız. Üniversitemizin uluslararası iş birliklerini artırarak, öğrencilerimize ve akademisyenlerimize daha geniş bir global perspektif sunmayı ve küresel sağlık sorunlarına çözüm üreten bir merkez olmayı amaçlıyoruz. 100 yıl sonrasına baktığımızda ise, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde sağlık eğitimi, araştırma ve hizmet alanında bir referans noktası olmasını hayal ediyorum. Bu, öylesine köklü bir miras bırakmak demek ki, üniversitemizden yetişen her birey, insanlığa fayda sağlayacak büyük işlere imza atmış olsun. Bilim dünyasında çığır açan araştırmaların, devrim niteliğinde tedavi yöntemlerinin ve insan sağlığına yönelik yenilikçi çözümlerin merkezi olarak anılmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, üniversitemizin insani değerleri ve etik ilkeleri savunan bir kurum olarak, her zaman insanlığa hizmet eden, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen bir miras bırakmasını istiyorum. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 100 yıl sonra da dünyada sağlık alanında liderliği elinde tutan, aynı zamanda insan odaklı yaklaşımıyla tüm insanlık için bir umut ışığı olarak varlığını sürdüren bir kurum olacak. Özetle, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ni 10 yıl sonra bir dünya lideri, 100 yıl sonra ise insanlık tarihine yön veren bir sağlık merkezi olarak hayal ediyorum. Bırakmak istediğimiz miras, sadece bilimsel başarılarla değil, aynı zamanda insana verdiğimiz değerle ölçülecek bir miras olacak."