ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz'un davası bugün başladı. Topuz için "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek" ve "Gizliliğin ihlali" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 18 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası isteniyor
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik soruşturmalar kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan firari savcı Zekeriya Öz ve bazı polis müdürleri ile irtibatlı olduğu öne sürülen ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz hakim karşısına çıktı. Metin Topuz, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti görevlileri ile yaptığım görüşmeler nedeniyle yargılanacağım hiç aklıma gelmezdi” dedi. 17/25 Aralık kumpas soruşturması ile de bir alakasının olmadığını da söyleyen Topuz, Zekeriya Öz ile iki kere görüştüğünü anlattı.
AĞLAYARAK DURUŞMAYA GİRDİ
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Metin Topuz katıldı. Duruşma salonuna ağlayarak giren topuz ifadesi esnasında da zaman zaman ağladı. Duruşmayı ABD İstanbul Baskonsolosu Jennifer L. Davis ve ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey M. Hovenier ile bazı başkonsolosluk görevlileri ile yabancı basın mensupları izledi. Duruşma, konsolosluk görevlileri tarafından duruşmayı izlemeye gelen ABD yetkililerine tercüme edildi.
DEA İRTİBAT ELEMANI OLDU
Kimlik tespitinde lise mezunu, emekli ve sabıkasız olduğunu belirten Metin Topuz, ifadesinde ise ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda 1982’de santral memuru olarak göreve başladığını, 1992’de ise Amerikan Federal Narkotik Dairesi(DEA) da irtibat ve danışma elemanı olarak görev yapmaya başladığını anlattı.
DÜNYADA 70’DEN FAZLA ÜLKEDE TEMSİLCİSİ VAR
DEA’nın dünyada 70’ten fazla ülkede temsilcisi olduğunu Türkiye’de İstanbul ve Ankara olmak üzere iki temsilciliğinin bulunduğunu belirten Topuz, iddianamede yer alan telefon görüşmelerinin ise bu işi nedeniyle yapmış olduğu telefon görüşmeleri olduğunu öne sürdü. 25 yıldır DEA’de görev yaptığını belirten Topuz, şunları söyledi: “Görevim Türkiye ile ABD arasında yapışan kontrollü teslimatlarda yasal izinlerin alınması, görevliler arasında yazışmaları yapmak, bu konuda ABD’li amirlerime refakat etmek, kontrollü teslimat sonuçlarını Türk yetkililerine bildirmektir. Ayrıca ABD başkanlarının resmi ziyaretlerinde gelen güvenlik görevlilerine de refakat etmek görevlerim arasındadır. 25 yıllık görevim boyunca ben ve amirlerim bir çok emniyet ve kamu görevlisi ile tanıştık. Telefon numaralarımızı kart vizitlerimizi verdik. Bu süre içerisinde kullanımıma verilen telefondan özellikle vize konusunda talep nedeniyle arandım. Ama vize konusunda ne ben ne de amirlerin bir şey yapamaz.
"İŞİM GEREĞİ BU KİŞİLERLE GÖRÜŞME YAPTIM"
DEA’daki 25 yıllık geçmişimde Narkotik Şube’de görevli 14 müdürle irtibat kurduk. Polis memuru, komiser, şube müdürünü de eklersek 100’lerle ifade edilir. İddianameye sadece 2007-2015 tarihleri arasında suç işledikleri iddia edilen şahıslar konulmuş ve sadece bu kişilerle irtibatlı olduğum algısı yaratılmıştır. Halbuki yüzlerce görevliyle muhattaptım. İşim gereği bu kişilerle görüşme yaptım. Yasadışı birşey konuştuğumuza dair somut bir delil yoktur.“
"TERCÜMANLIK NEDENİYLE SUÇLANACAĞIM AKLIMA GELMEZDİ"
Topuz "Benden başka 2 tercüman daha vardı. Biri 2016'da emekli oldu. Tutuklandığımda 2 tercümandık. Tamer Ergüven (bir zırhlı Hummer jip ve 293 lüks aracın yasal olmayan yollardan Türkiye’ye gönderilmesi soruşturması) dosyasından dolayı emniyetle daha çok muhattap oluyordum. Yoksa aramızda eşit bir iş bölümü vardı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kabul görmüş devlet görevlileriyle tercümanlık sıfatıyla yaptığım işlerden suçlanacağım hiç aklıma gelmezdi. Şahısların FETÖ veya başka bir terör örgütü üyesi olup olmadıklarını bilmemiz mümkün olmadığı gibi bunları araştırmamız da mümkün değildir. Devlet karşımıza kimi koyduysa onunla görüşürüz. Bizim için şahısların değil makamların önemi vardır. Şahısları seçmek belirlemek gibi bir vazifemiz yoktur. Biz ama işimizi yapmaya çalıştık” dedi.
"ZEKERİYA ÖZ’Ü İKİ KERE GÖRDÜM"
Metin Topuz, firari eski savcı Zekeriya Öz'ü sadece iki kez gördüğünü belirterek “İddianamede Zekeriya Öz'ün makamından sabit hatla arandığım yer alıyor. Öz'ün oğlu Talha Öz vize müracaatında bulunacaktı. Talha Öz erken bir saatte konsolosluğa geldiğinde telefon ile aradı. Ben de Talha Öz’ün geldiğini amirime arayıp haber verdim. Kendisini hiç görmedim. Hayatım boyunca adliyeye 5 kez gittim. Bunlardan 3’ü Beşiktaş adliyesi o zamanlar yanlış hatırlamıyorsan DGM’ydi. İkisi ise Çağlayan adliyesidir. Çağlayan adliyesine ilk olarak ABD’li bir heyete refakat etmek için gittim. Adliyede şuan ismini hatırlamadığım bir başsavcı vekilinin odasında oturuyorduk. 10 dakika geçmemişti ki kapı sert bir şekilde açıldı. İçeri televizyonlardan görmem nedeniyle tanıdığım Zekeriya Öz girdi. Bir babanın çocuğunu azarlaması gibi başsavcı vekilini azarladı. Soğuk bir hava esti. Toplam yarım saat süren görüşmenin sonunda adliyeden ayrıldık. Bu günü hiç unutmadım. İkinci defa ise amirim, ‘Taner Ergüven soruşturmasını yürüten savcıyı ABD'ye davet edelim sorularını kendisi sorsun' dedi. Ben de Yakup Saygılı'dan randevu aldım. Saygılı'da bu konuyu savcılıkla görüşmemizi tavsiye ederek Kazım Aksoy'u görevlendirdi. Kazım Aksoy’la birlikte adliyeye geldik ve bir makama geçtik. Karşımızda Zekeriya Öz vardı. Ziyaret sebebimizi anlattık. Savcıyı ABD'ye davet etmek istediğimizi söyledik. Nezaketen Zekeriya Öz'ü de davet ettik. Zekeriya Öz, ABD'de karşılama istedi. Ancak ABD makamlarında özel bir uygulamanın olmayacağını söyledik. Bunun üzerine Zekeriya Öz daveti kabul etmedi savcının gelmesine de izin vermedi. Bunun dışında Zekeriya Öz ile herhangi bir görüşmem olmamıştır."
"GÖRÜŞMELER GÖREVİM İCABIDIR"
Emniyette telefonun baz vermesinin mümkün olabileceğini belirten Topuz, bahsi geçen tarihlerde Taner Ergüven soruşturması nedeniyle emniyet görevlileri ile görüştüğünü soruşturmaya ilişkin ABD’de ele geçirilen belgeleri verip tercümede yardım ettiğini söyledi. Topuz, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ilişkin davalarda sanık olan eski emniyet görevlileri Yakup Saygılı, Kazım Aksoy, Nazmi Ardıç, Mehmet Akif Üner, gibi isimlerle görüşmelerine ilişkin ise "DEA'daki görevim icabıdır. Hiçbir özel işim olmadı. Bizim DEA olarak bu isimleri seçme şansımız yoktur. 17-25 Aralık kumpas girişiminden 17 ay önce Yasin Topçu, 17 ay önce Özcan Bulduk'un HTS'lerinin konsolosluktan sinyal verdiğini, bu kişilerin casusluk amacıyla orada bulundukları iddia ediliyor. Bu casusluk iddiasına nasıl varıldığına ilişkin hiçbir somut delil yoktur. 17/25 Aralık soruşturmasında hiç bir dahilim yoktur. Bana sorulan 101 kişiden 100’ü kamu görevlisidir. Bir kişi de marangoz Muhittin diye bir kişidir. Soyadını bile bilmiyorum. Aramızda müşteri ve esnaf ilişkisi vardır. Onun dışında başka bir ilişki yoktur. Kahpe terör örgütü devlete öyle sızmış ki halen devlet onu ortaya çıkartmaya çalışıyor. Ben sade bir vatandaş olarak bir esnafın bu örgütle bağlantısı olduğunu bilemem ki nasıl bir araştırma yapabilirim." dedi